Mesajı Okuyun
Old 15-11-2017, 22:16   #2
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

"Aile konutu sürekli olarak barınmak üzere kullanılan ve aile yaşamının yoğunlaştığı oturma yeridir." ( Ömer Uğur Gençcan,Aile Konutu,2017,sh:43) .Diğer yandan bu gibi davalarda harç taşınmazın değeri üzerinden alınır. Tapulu taşınmazların değeri ise bina değeri ile arsa değerinin toplamından ibarettir. Bu yönden sadece bina değerinin dava değeri olarak gösterilmesi mümkün değildir.

Bence 10.000 m2 lik arsa alanının tamamının aile konutu kapsamının içine alınması yukarıdaki aile konutu tanımına uygun düşmez. Bu miktardaki büyük bir alanın ailenin barınması için gerekli olduğu, aile yaşamının 10.000 m2 içinde yoğunlaştığı, bu büyük alanın oturma yeri niteliğinde olduğunun kabulü mantık ve olagan yaşam koşulları ile bağdaşamaz.

Bu durumda; İmar yönünden ifrazın müsait olması halinde talebin daraltılarak; davanın binayı da içine alacak şekilde , ailenin barınması ve oturma yeri olarak kullanılması için gerekli olan ve aile yaşamının yoğunlaştığı daha küçük bir alana hasredilmesi uygun olabilir.

Öncelikle Bu şekildeki kısmın ölçümünün yapılarak haritada gösterilmesi ve bu kısmın üzerindeki konut ile birlikte değerinin tespiti için ek rapor istenip ondan sonra ıslaha gerek kalmadan talep daraltılır ve harç da bu kısma göre tamamlanır.Fakat bu durumda fazlaya ilişkin talepten feragat edilmiş sayılacağından ona göre aleyhe vekalet ücreti çıkar.Zaten davayı açılan şekliyle sürdürseniz dahi mahkemenin bu yolda işlem yaparak davayı kısmen kabul etmesi ihtimali fazladır.