Mesajı Okuyun
Old 20-10-2017, 13:05   #3
Av.Evren Akçay

 
Varsayılan

634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu 4. maddesine göre; Ortak yerlerin konusu sözleşme ile belirtilebilir. Aşağıda yazılı yerler ve şeyler bu kanun gereğince her halde ortak yer sayılır.

a) Temeller ve ana duvarlar, taşıyıcı sistemi oluşturan kiriş, kolon ve perde duvarlar ile taşıyıcı sistemin parçası diğer elemanlar, bağımsız bölümleri ayıran ortak duvarlar, tavan ve tabanlar, avlular, genel giriş kapıları, antreler, merdivenler, asansörler, sahanlıklar, koridorlar ve buralardaki genel tuvalet ve lavabolar, kapıcı daire veya odaları, genel çamaşırlık ve çamaşır kurutma yerleri, genel kömürlük ve ortak garajlar, elektrik, su ve havagazı saatlerinin korunmasına mahsus olup bağımsız bölüm dışında bulunan yuvalar ve kapalı kısımlar, kalorifer daireleri, kuyu ve sarnıçlar, yapının genel su depoları, sığınaklar,

b) Her kat malikinin kendi bölümü dışındaki kanalizasyon tesisleri ve çöp kanalları ile kalorifer, su, havagazı ve elektrik tesisleri, telefon, radyo ve televizyon için ortak şebeke ve antenler sıcak ve soğuk hava tesisleri,

c) Çatılar, bacalar, genel dam terasları, yağmur olukları, yangın emniyet merdivenleri.

Yukarıda sayılanların dışında kalıp da, yine ortaklaşa kullanma, korunma veya, faydalanma için zaruri olan diğer yerler ve şeyler de (Ortak yer) konusuna girer.

Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 4.maddesi gereğince, bağımsız bölümleri ayıran ortak duvarların, tavan ve tabanların ortak yer niteliğinde bulunduğu ve ortak yerlerin yapımından kaynaklanan bir kusur nedeniyle bütün kat maliklerinin sorumludur.
Bahsettiğiniz sıkıntının giderilmesi konusunda eğer dava açmak istemiyorsanız ihtar çekmek en kısa yol sonrasında da tespit yaptırıp yapılan masraflar site aidatlarının toplandığı hesaptan tahsil edilebilir diye düşünüyorum.
Aşağıda yer alan yargıtay kararı sizin durumunuza benzer. Bu zamana kadar yapılan masrafın mahsubuna dair her hangi bir kararı okumadım.
T.C.
Yargıtay
18. Hukuk Dairesi

Esas No:2014/4895
Karar No:2014/8842




Dava dilekçesinde, davalılara ait bağımsız bölümden gelen gürültüler nedeniyle zeminlerinin ses yalıtımı içeren maddeyle kaplanması istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacılar vekili dava dilekçesinde, tarafların aynı binada yaşadıklarını, davacıların üst katında ikamet eden davalıların, hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşacak şekilde gürültü yaparak davacıları rahatsız ettiklerini belirterek, davalıların yaptıkları eylemlerin önlenmesini ve önlem olarak zeminlerinin ses yalıtımı içeren maddeyle kaplanmasını talep etmiş, mahkemece davanın kabulü ile davaya konu apartmanın davalıların kullanımında bulunan 10 numaralı bağımsız bölümünün zeminine duvardan duvara 2 mm kalınlığında mantar şilte ile kaplanarak üzerine makarna halı serilmek sureti ile ses yalıtımının sağlanmasına karar verilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerin ve özellikle bilirkişi raporlarının incelenmesinde, dava konusu taşınmazın 1974 yılında o zamanın inşaat koşulları ve gerekleri dikkate alınarak yapıldığı anlaşılmaktadır. Davalıların mesken olarak kullandıkları bağımsız bölümden davalılara ait alt kattaki bağımsız bölüme giden gürültünün, davalıların bağımsız bölümlerini olağanın dışında kullanmaları ve gürültü konusunda gerekli özeni göstermemelerinden değil, binanın yapım koşullarından kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 4.maddesi gereğince, bağımsız bölümleri ayıran ortak duvarların, tavan ve tabanların ortak yer niteliğinde bulunduğu ve ortak yerlerin yapımından kaynaklanan bir kusur nedeniyle yalnızca o bağımsız bölüm maliklerinin değil, bütün kat maliklerinin sorumlu oldukları dikkate alınarak tüm kat maliklerinin davaya dahil edilmesi ve oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken yalıtım yapılması konusundaki külfetin davalılara yüklenmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.
www.hukukmedeniyeti.org