Mesajı Okuyun
Old 06-09-2017, 20:06   #2
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

İş mahkemelerinde kural olarak adli tatil uygulanır. Ancak hizmet veya iş sözleşmesi sebebiyle işçilerin açtıkları davalar adli tatile tabi değildir. (HMK m. 103/1.ç) Dolayısı ile hizmet veya iş sözleşmesi nedeniyle işçilerin açtığı davalarda HMK.tayin ettiği süreler adli tatilde uzamaz.Bunun dışındaki iş davalarında usul kanununun tayin ettiği bir süre varsa ve bu sürenin sonu adli tatile rastlarsa bu süre adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzamış sayılır.

Islaha gelince; ıslah taraflardan birinin tek taraflı olarak mahkemeye karşı ifade ettiği bir irade beyanından ibarettir. Islahın tamamlanması karşı tarafın ve Mahkemenin kabulüne bağlı değildir. HMK ıslah beyanına karşı karşı tarafın cevap vereceğine dair bir hüküm koymamış ve bu konuda bir süre öngörmemiştir. 177 madde ıslah dilekçesinin tebliğinin karşı tarafı haberdar etmek gayesine dayalı olduğunu ifade etmiştir.

Dolayısı ile ortada HMK.da tayin edilen bir süre bulunmadığından uzatılması da söz konusu olamaz. Bunun dışında yasal olarak ıslahı mümkün olmayan bir durum olduğu halde (ikinci tanık listesi verilmesi , ıslahın kötüniyetle yapılması gibi) ıslah beyanında bulunulmuş ise, ıslahın dikkate alınmaması her zaman mahkemeden talep edilebilir ve mahkemecede resen gözetilir diye düşünüyorum.