Alıntı: Yazan TBK 131 A. Asıl borca bağlı hak ve borçların sona ermesi MADDE 131 - Asıl borç ifa ya da diğer bir sebeple sona erdiği takdirde, rehin, kefalet, faiz ve ceza koşulu gibi buna bağlı hak ve borçlar da sona ermiş olur. İşlemiş faizin ve ceza koşulunun ifasını isteme hakkı sözleşmeyle veya ifa anına kadar yapılacak bir bildirimle saklı tutulmuş ise ya da durum ve koşullardan saklı tutulduğu anlaşılmaktaysa, bu faizler ve ceza koşulu istenebilir. Taşınmaz rehnine, kıymetli evraka ve konkordatoya ilişkin özel hükümler saklıdır.

Asıl borca bağlı feri alacak olan temerrüt faizinin zamanaşımı süresi içerisinde ek dava yolu ile istenebileceği kuralı halen devam etmektedir. Bu durumun istisnası ise Eski BK'nun 113. maddesine paralel yukarıdaki TBK 131. maddesidir. Buna göre asıl borcun ifa anına kadar ile ferileri talep hakkı saklı tutulmuşsa ya da durum ve koşullardan saklı tutulduğu anlaşılıyorsa istenebilir. Aksi takdirde istenemez.

Uygulama eskiden de böyle idi şimdi de bu şekilde. Sunulan linkteki içtihatların tamamı eski BK döneminde verilen kararlardır ki bazılarında asıl borç tahsil edilmedikçe istenebileceği açıkça vurgulanmıştır. (Örn: YARGITAY 19. HUKUK DAİRESİ T. 23.11.1992 E.1992/10267 K.1992/6169)

Ayrıca HMK 109/3 hükmünün konu ile doğrudan bir ilgisi yoktur. Kısmi davada fazlaya ilişkin hakları talep hakkının saklı tutulması/tutulmaması halinin ferileri talep ile bir alakası bulunmamaktadır. Kısmi dava "asıl alacağın" bölünerek bir kısmının dava edilmesi halidir. Tamamen farklı bir durumdur. Kaldı ki yine linkte sunulan kararlar HUMK'daki eski düzenleme yürürlükte olduğu halde verilmiştir.

Soruya gelince THS Şerhine eklediğim linkte yer alan içtihat durumunuzla benzeşiyor. Burada da ilamlı icra olmasının genel kuraldan ayrılmayı gerektirmediği ve tahsilden önce faiz talep hakkını saklı tutma iradesinin ortaya konulması gerektiği vurgulanıyor. Tahsilden önce benzer bir işlem yapmadıysanız faiz talep etmeniz pek mümkün görünmüyor.