Mesajı Okuyun
Old 24-07-2017, 16:23   #3
tegese

 
Varsayılan

İncelediğim bir makalede, Hgk 28.11.1975 tarih E. 8/509 ve 1535 K. Sayılı kararına göre "malik hanesi boş bırakılan ancak geometrik sınırları tespit edilen bir taşınmaz hukuki durumunun nitelendirilmesi tapulu bir taşınmazdır" şeklinde bir kararını buldum. Ancak kararın kendisine ulaşamadım.

Bu HGK kararına istinaden tapulu bir taşınmazın haricen satışa konu edilemeyeceğinden bahisle davayı ikame ettim. Bu karar sizin görüşünüzü de destekler nitelikte.


Alıntı:
Yazan Rahmi Ertürk
Sayın meslektaşım,
Kadastro; taşınmazların sınırlarını ve maliklerini belirleyip tapu siciline kayıt çalışmalarıdır. Bir başka deyişle kadastro, tüm ülke sınırları içerisindeki taşınmaz malların sınırlarını arazi ve harita üzerinde belirleyerek hukuki durumlarını tespit etmek ve işlemlerin kesinleşmesi sonucunda Türk Medeni Kanununca öngörülen tapu siciline tescil ederek hak sahiplerine tapu belgelerini verme işleminin bütünüdür.Eski tapu kayıtları genel olarak harita veya plana bağlı olmayıp, sınırları, mevki ve hudutlarında bulunan taşınmazlar la belirlenebilecek bilgileri içeren kayıtlardı. Oysa Kadastro sonucu tanzim edilen tapu kayıtları, ölçekli haritalara ve aynı zamanda memleket koordinat sistemine göre her kırık noktasının koordinatları ölçü ve hesap sonucunda belirlenen sayısal sisteme dayalı olup ihtilaf veya yer tespitleri esnasında Yönetmelikler çerçevesinde kesin olarak arz üzerinde sınırları belirlenebilecek nitelikte kayıtlardır. Bunun dışında Kadastro çalışmalarından sonra eski tapu kayıtları işleme tabi kayıt niteliğini kaybederler. Bunlara dayanarak tapu sicil müdürlüklerinde herhangi bir işlem yapılmaz. ve Kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra bu tapu kayıtlarına dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.

Dolayısıyla kanımca kadastro yapılması ilgili taşınmazın tapulu olduğu sonucunu doğurur.