Mesajı Okuyun
Old 14-07-2017, 17:17   #1
avukatgaye

 
Varsayılan Yargıtay Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 01/04/2013 tarih 2013/5601 Esas 2013/8913 Karar sayılı yargıtay ilamı

Boşanma davasında HMUK 391 vd maddelerine göre istediğimiz ihtiyati tedbir talebi Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 01/04/2013 tarih 2013/5601 Esas 2013/8913 Karar sayılı yargıtay ilamı gerekçe gösterilerek ret edildi.
Ancak bu içtihadı incelediğimde karşı oy yazısından da anlaşılacağı üzere 6100 sayılı HMK geçici 3.madde gereği ihtiyati tedbir kararının temyiz incelemesi yapılarak karar verildiği açık.
Bu içtihattan sonra 2014 tarihli YİBHGK, 21.2.2014 T., 2013/1 E., 2014/1 K. na göre ihtiyati tedbir kararlarının eski kanun olan temyiz yolu ile ele alınamayacağı geçici maddenin yeni kanuna atıf olduğu belirtilmiştir.…ihtiyati tedbir ile
ilgili kararların nihai nitelikte bir karar olup olmadığı ve bu tür kararların
temyiz edilebileceği konusunda özel bir düzenlemenin bulunup bulunmadığı
hususlarının irdelenmesi gerekir. Görüşmeler sırasında ihtiyati tedbir kararlarının
teknik olarak bir ara kararı olmayıp hem ara kararı, hem de nihai
karar niteliği taşımayan kendine özgü niteliği olan bir karar türü olduğu;
geçici nitelikteki bir nihai karar özelliğini taşıdığı şeklinde görüşler ileri
sürülmüş ise de; 1086 sayılı Kanuna göre, sadece nihai nitelikteki kararlar
ile özel yasalarla öngörülen karar türlerinin (ihtiyati haciz kararlarında
olduğu gibi) temyiz edilebileceğinin kabul edilmesi karşısında Kurul çoğunluğunca
bu görüşe itibar edilmemiştir….Anayasanın 6.maddesine göre:”
Hiçbir kimse veya organ, kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisini
kullanamaz”. Yine Anayasanın 142.maddesine göre de: “Mahkemelerin
kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi kanunla düzenlenir”. Nitekim bu husus,6100 sayılı HMK’nun 1. maddesinde: “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir.” Şeklinde düzenlenmiştir. Aynı ilkeye Yargıtay’ın“ Mahkemelerin görevi kamu düzeni ile ilgilidir; kıyas veya yorum yolu ile genişletilemez” Bu bakımdan mahkemelerin görev ve yetkilerinin kıyas ve yorum yoluyla genişletilmesinin olanaklı olmadığı sonucuna varılmıştır. Bu bağlamda temyiz kanun yolunun amacı, kanunların ülke sınırları içinde yer alan bütün mahkemelerde aynı anlayışla (yeknesak)
uygulanmasını sağlamak olup, söz konusu Geçici 3.maddenin birinci fıkrası
yollamasıyla, ilk derece mahkemelerinin kararları HUMK’nun temyize
ilişkin maddelerinde belirtilen esas ve usuller çerçevesinde incelenecek ve
sonucunda sadece; onama, bozma veya düzelterek onama şeklinde karar
verilebilecek, diğer bir ifadeyle bu tür kararlara karşı istinaf yolunun açılmasını
öngören düzenlemelere ilişkin gerekçelerde belirtildiği gibi maddi ve
hukuki yanlışlıkların herhangi bir hak kaybına neden olmadan süratle düzeltilmesi
şeklinde sonuca etkili bir karar verilemeyecektir. Çünkü Yargıtay
mevcut hükümleri çerçevesinde bölge adliye mahkemeleri gibi hukukilik
denetimi yanında yerindelik denetimi yaparak ilk derece mahkemesinin
kararını kaldırıp yeniden bir karar veremeyecektir…1086 sayılı Kanunda
ihtiyati tedbir kararlarına karşı kanun yoluna gidilmesine yönelik herhangi
bir hüküm bulunmaması ve bu müessesenin HMK ile getirilmiş yeni bir
müessese olduğu hususları gözetildiğinde anılan maddenin bu fıkrası hükmü
uyarınca da ihtiyati tedbirler hakkında temyiz yoluna gidilebileceği hususunda
bir yorum ve uygulama yapılamayacağı da açıktır …Bu itibarla
HMK’nun 391. ve 394. maddelerinde geçen “kanun yolu” ibaresi ile kastedilenin
istinaf yolu olduğu, Geçici 3.madde yollamasının sadece HUMK’nun
temyize ilişkin hükümlerini kapsadığı ve ihtiyati tedbire ilişkin kararların
nihai nitelikte kararlardan olmadığı, ayrıca bu konuda özel bir düzenlemenin
de bulunmadığı gözetildiğinde bu tür kararların temyiz yolu kapsamında
incelenemeyeceği kanaatine varılmıştır.”SONUÇ: Yukarıda açıklanan
nedenlerle;“İlk derece mahkemelerinden verilen ihtiyati tedbir taleplerinin
reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı
temyiz yoluna başvurulamayacağına” 21.02.2014 tarihinde oy çokluğu ile
karar verildi. (YİBHGK, 21.2.2014 T., 2013/1 E., 2014/1 K.)
Bu İBHGK'na göre görevsiz olduğu sonradan tespit olunan Yargıtay 2.hukuk dairesinin kararının gerekçe gösterilmesi ve başkaca inceleme yapılmaması doğru mudur? ayrıca MK 169 a atıf yapılmış Yargıtay 2. hukuk dairesince ve boşanma davasında nafaka ve tazminat yönünden ihtiyati tedbir kararları sınırlandırılmış. (not: davalı eş,kumar bağımlısıdır bu arada)