Mesajı Okuyun
Old 07-06-2017, 10:34   #4
olgu

 
Varsayılan

Tır sürücü ve maliki tacir ise Asliye Ticaret Mahkemesi görevlidir.

Alıntı:
T.C.
YARGITAY
17. HUKUK DAİRESİ
E. 2016/9778
K. 2016/8762
T. 10.10.2016

DAVA : Taraflar arasındaki maddi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili; mülkiyeti davacı şirkete ait ve... sevk ve idaresindeki aracın seyir halindeyken ... tarafından yapılan çalışma nedeni ile yol üzerine dökülen toprak-çakıl yığınına çarpması sonucu meydana gelen kazada hasara uğradığını, ....İş sayılı dosyası ile keşif ve tespit yapıldığını, yapılan tespit sonucu alınan bilirkişi raporunda aracın tamirinin ekonomik olmadığını, zararın 16.000,00 TL olduğunun tespit edildiğini, kaza sonucu aracın çekici ile çekilmesi sebebiyle nakliye bedelinin 265,00 TL ve tespit tarihine kadar ödenen otopark ücretinin 685,00 TL olduğunu belirterek kazanın meydana gelmesinde davalının kusurlu bulunduğunu beyanla, toplamda 16.932,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı vekili; davanın zamanaşımına uğradığını, davalı idare tarafından ihale edilen işin... ortaklığı tarafından çalışma yapıldığını, idareyle yüklenici arasında imzalanan sözleşme ve yapım işleri genel şartnamesine göre yüklenicinin yaptığı işlerle ilgili olarak ortaya çıkabilecek her türlü kaza, hasar, şikayet, zarar ve ziyandan dolayı maddi ve manevi, hukuki ve cezai olarak sorumluluğu bulunduğundan davanın bu ortaklığa ihbarının gerektiğini, bu sebeple davalı hakkındaki davanın husumetten reddine karar verilmesi gerektiğini, esas yönünden ise kusur durumunun tespit edilmesi gerektiğini, yolun onarımı sırasında yoldan yüksekte bulunan baca kapaklarının korunması ve trafik için gerekli güvenliğin alınması, yol yenilemesini yapan ilgili belediyeye ait olduğundan davalı idarenin kusurunun olmasının mümkün

olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.

Mahkemece, davanın kısmen kabulüyle 12.692,95 TL maddi tazminatın haksız fiil tarihi olan 09.11.2012 tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1-)Dava, trafik kazası sebebiyle oluşan araç hasar bedeli istemine ilişkindir.

Asliye Ticaret Mahkemesi'nin görev alanı ticari davalardır. Ticari davalar ise 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 4. Maddesinde sayılmıştır. Maddenin 1. Fıkrasında "Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri.." ifadesi ile her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendiren hususlardan doğan davalar nispi ticari davalar olduğu belirtilmiştir. Davanın nispi ticari dava olması için, her iki tarafın tacir olması ve davanın konusunun her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğması gerekmektedir.

Somut olayda araç maliki davacı ... tacir olup, davalı ...'de ... anlamında tacirdir.

Bu durumda somut davada, her iki taraf da tacir olup her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendiren haksız fiilden kaynaklanan bir ticari dava olup TTK'nun 5. Maddesi gereği ticari davalarda görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesidir. HMK 1.maddesi gereği görev kamu düzeni ile ilgili olup hakim tarafından kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir. Mahkemece, Asliye Ticaret Mahkemesi'nin görevli olduğu gözetilerek HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereği dava şartı yokluğu sebebiyle davanın görev sebebiyle usulden reddi gerekirken işin esasına girilerek yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.

2-)Bozma ilamının kapsam ve şekline göre; davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA; (2) numaralı bentte açıklanan sebeplerle temyiz eden davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istenmesi halinde temyiz eden davalıya iadesine 10/10/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.