Mesajı Okuyun
Old 04-06-2017, 03:56   #8
Av. Aybars Karakırık

 
Varsayılan

Merhaba;

Eğer arada sözleşme var ve bu sözleşmede oran var ise kısmi dava şeklinde açılabilir.

"Dava, vekalet ücreti alacağının tahsili istemine ilişkin olup, davacı. Avukatlık Kanununun 165. maddesi ile 164/4 ve 164/son maddelerine göre, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak suretiyle, müvekkilin ödemesi gereken (akdi) vekalet ücreti ve yasal (karşı taraf) vekalet ücreti toplamı üzerinden şimdilik 20.000,00 TL’nin davalılardan müteselsilen tahsili istemiyle eldeki davayı açmıştır. Dava, niteliği itibariyle kısmi dava niteliğindedir. Alacaklı, alacağının tümü için dava açmak zorunda olmayıp, şimdilik belli bir bölümünü dava konusu yapabilir. Ancak alacaklının böyle bir kısmi dava açması halinde de, alacağın tümü için açılan davalarda olduğu gibi talep edilebilecek ala-cak miktarının tam ve kesin olarak belirlenmesi zorunludur. Nitekim HUMK.nun 388/son ve 389. maddelerinde de (yeni HMK 297/2. maddesi), davadaki taleplerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenilen borç ve tanınan hakların, açık ve tereddüte yer vermeyecek şekilde belirtilmesi gerektiği açıklanmıştır. Mahkemece, “bilirkişi raporuna itibar edildiği, raporda hesaplanan miktarın, davada talep edilen miktardan fazla olduğu” belirtilerek 20.000,00 TL vekalet ücreti alacağına ilişkin kısmi davanın kabulüne karar verilmişse de, söz konusu 6.4.2011 tarihli bilirkişi raporunda, davacının talep edebileceği karşı taraf vekalet ücreti Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 36.376,24 TL olarak hesaplanmış, akdi vekalet ücreti yönünden ise, “taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesi bulunmadığından, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 164/4. Maddesi gereğince dava değerinin %10’u ile %20’si arasındaki bir miktarın avukatlık ücreti olarak belirlenmesi gerektiği” belirtilmiştir. Görüldüğü üzere hükme esas alınan bilirkişi raporunda akdi vekalet ücretinin, hangi oran ve miktar üzerinden ödenmesi gerektiği belirti lmeyip, mahkemenin takdirine bırakıldığı gibi, mahkemece de akdi vekalet ücreti yönünden hangi oranda ücretin ödenmesi gerektiği takdir ve tespit edilmemiş, “bilirkişi raporunda hesaplanan miktarın, davada talep edilen miktardan fazla olduğu” tespiti ile yetinilmiş, davanın kabulüne ve fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına karar verilmiştir. Bu durumda tüm alacak miktarı tam ve kesin olarak belirlenmediği gibi, verilen hüküm de, HUMK’nun 388. ve 389. maddelerinde (yeni HMK 297/2. maddesinde) belirtildiği şekilde, açık ve tereddüte yer vermeyecek nitelikte değildir. O halde mahkemece kısmi dava niteliğinde de olsa, talep konusu olan vekalet ücreti yönünden, kabul ve reddedilen miktarlar, tam ve tereddüte yer bırakmayacak şekilde belirlenip, bundan sonra taleple bağlı kalınmak suretiyle, alacağın dava konusu yapılan bölümü ile ilgili hüküm kurulması gerekirken, açıklanan hususlar gözardı edilerek, yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. (Y. 13. HD. 16.4.2013, 2012/19601 -2013/6793)

Kaynak Linki : http://www.hukukitavsiyeler.com/2015...tay-kararlari/



Eğer arada bir sözleşme yok ise yahut sözleşme var da oran belirlenmemişse belirsiz alacak davası olarak açılabilir:



T.C.
Yargıtay
13. Hukuk Dairesi

Esas No:2014/36529
Karar No:2015/31671
K. Tarihi:11.03.2015



MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacı, avukat olduğunu, davalının .... Asliye Ceza Mahkemesinde görülen davasını davalıdan vekaletname alarak takip ettiğini, aralarında ücret sözleşmesi bulunmadığını, ücretinin ödenmemesi üzerine haklı olarak istifa ettiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1.320,00TL'nin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacının vekillikten çekilmesine sebep olabilecek haklı bir sebebinin bulunmadığı, ceza yargılamasında vekillikten çekilerek davalıyı savunma hakkından mahrum bıraktığı gerekçesiyle davanın kesin olarak reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, avukatlık ücretinin tahsili istemine yöneliktir. Davacı, dava dilekçesinde şimdilik 1.320,00TL talep ettiğini, fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğunu ve hak ettiği vekalet ücretinin belirlenmesini istediğini beyan etmiştir. HMK'nın 107/1.maddesinde "Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktarı yada değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir" hükmü mevcuttur. Taraflar arasında yazılı avukatlık ücret sözleşmesi bulunmamaktadır. Bu yasal düzenleme ışığında somut olaya bakıldığında; davacının alacağının miktarının tam ve kesin olarak belirlenmesi mümkün olmadığı gibi talep edilecek miktar taraflarca tartışmasız ve açıkça belirlenmemiştir. Dava konusu vekalet ücretinin tespiti bu haliyle mümkün olmayıp yargılamayı gerektirmektedir. Hal böyle olunca; mahkemece, davacının talep ettiği vekalet ücretinin yargılama safahatinde belirlenecek nitelikte olması nedeniyle işin esasına girilip taraf delilleri toplanarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, davanın reddi yönünde kesin hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 25,20 TL harcın istek halinde iadesine, 03/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.
www.hukukmedeniyeti.org






Kaynak:
Asliye Hukuk ve Tüketici Mahkemesinde
Vekalet Ücreti Davası
Yazar: Mehmet Akif Tutumlu, Murat Ustaoğlu





Saygılarımla..