Mesajı Okuyun
Old 07-04-2017, 09:31   #6
Av. Eda Yıldırım İlhan

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım öncelikle icra müdürünün doğru ya da yanlış yol olduğuna ilişkin takdir yetkisi bulunmamakta. Buna karar verip itiraz edecek olan kişi borçludur, ben bu şekilde düşünüyorum. Ayrıca ben de geçen sene bu şekilde kambiyo olarak takip başlattım. Ancak senedin üzerinde hiçbir ibare yoktu, sözleşme düzenlenmiş ancak o da borçluda imiş.
itiraz edildi ve takibim iptal edildi.
Ancak sözleşmede hepsi ayrıntılı şekilde düzenlenmişti. O dönemde fazlasıyla yargıtay kararı inceledim sizin dediğiniz minvalde şu karar da vardı:

T.C YARGITAY
12.Hukuk Dairesi
Esas: 2014 / 11410
Karar: 2014 / 13843
Karar Tarihi: 09.05.2014

TAKİBİN İPTALİ İSTEMİ - BORÇLUNUN İDDİASINI YAZILI BİR BELGE İLE İSPAT EDEMEDİĞİ VE ALACAKLI TARAFINDAN DA TAKİP DAYANAĞI BONONUN TEMİNAT SENEDİ OLDUĞUNA YÖNELİK BİR KABUL BEYANININ BULUNMADIĞI - İTİRAZIN REDDİNE KARAR VERİLMESİ GEREKTİĞİ

ÖZET: Mahkemece, borçlunun iddiasını yazılı bir belge ile ispat edemediği ve alacaklı tarafından da takip dayanağı bononun teminat senedi olduğuna yönelik bir kabul beyanının bulunmadığı gözetilerek bu yöndeki itirazın reddine karar verilmesi gerekirken takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
(6762 S. K. m. 688) (2004 S. K. m. 169) (YHGK 06.03.2013 T. 2012/12-768 E.2013/312 K.) (YHGK 20.06.2001 T. 2001/12-496 E. 2001/534 K.)

Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Adem Özdemir tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Alacaklının bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlattığı takibe karşı borçlu, dayanak senedin 21.06.2012 tarihli araç kiralama sözleşmesi kapsamında alındığını ve teminat senedi olduğunu ileri sürerek takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurmuş; mahkemece, bononun, 21.06.2012 tarihli araç kiralama sözleşmesi kapsamında teminat senedi olarak verildiği gerekçesiyle takibin iptaline karar verilmiştir.

Bononun düzenleme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6762 Sayılı TTK'nun 688/2. maddesi gereğince bir senedin bono sayılabilmesi için öncelikle kayıtsız şartsız muayyen bir bedeli ödeme kaydını taşıması gerekir.

Öte yandan takip dayanağı senedin teminat senedi olduğu iddiasının, hangi ilişkinin teminatı olduğu senet üzerine yazılmak suretiyle ya da yazılı bir belge ile ispatlanması gerekir (HGK'nun 06.03.2013 tarih ve 2012/12-768 E., 2013/312 K. sayılı ve yine HGK'nun 20.06.2001 tarih ve 2001/12-496 sayılı kararları).

Somut olayda, borçlunun itirazına dayanak gösterdiği ve alacaklı ile borçlu arasında imzalanan 21.06.2012 tarihli araç kiralama sözleşmesinin incelenmesinde, takibe dayanak senede doğrudan bir atıfta bulunulmadığı gibi, alacağın varlığının şarta bağlandığına veya teminat senedi olarak verildiğine dair bir kaydın sözleşmede yer almadığı görülmektedir. Alacaklı vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde, 21.06.2012 tarihli araç kiralama sözleşmesinin varlığı kabul edilmemiş, sözleşme fotokopisi ile senet arasında herhangi bir illiyet bağının bulunmadığı, senedin ödeme amaçlı olarak verildiği savunmasında bulunulmuştur. Borçlu, 21.06.2012 tarihli araç kiralama sözleşmesinin aslını dosyaya ibraz etmiş ise de, sözleşmede bahsedilen senedin, takibe dayanak yapılan senet olduğu İİK'nun 169/a. maddesinde belirtilen belgelerle ispat edilememiştir.

O halde, mahkemece, borçlunun iddiasını yazılı bir belge ile ispat edemediği ve alacaklı tarafından da takip dayanağı bononun teminat senedi olduğuna yönelik bir kabul beyanının bulunmadığı gözetilerek bu yöndeki itirazın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

Sonuç: Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.05.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.