Mesajı Okuyun
Old 23-03-2017, 18:17   #2
Cumhur Okyay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Darkshine
İyi günler değerli meslektaşlarım.

Müvekkilin babası B, 2006 yılında bir taşınmazını oğlunu olan O 'ya rayiç bedelin oldukça altında satıyor. 2010 yılında B vefat ediyor. B'nin Kızı K, söz konusu taşınmaza istinaden 2012 yılında muris muvazaası nedeniyle tapu iptal ve tescil davası açıyor. Söz konusu davada davalı durumunda olan O, ağabeyi olan Müvekkil M 'yi tanık olarak gösteriyor.

Müvekkil söz konusu tanıklığında "dava konusu taşınmazın davalı tarafından babalarından satın alındığını, söz konusu satışın gerçek satış olduğunu ancak taşınmazın bedelinin ödenip ödenmediğini bilmediğini ancak kanaatinin gerçek satış olduğunu ve muvazaalı olmadığını ve murisin mal kaçırma kastıyla hareket etmediğini düşündüğünü" beyan ediyor

K, muris muvazaası nedeniyle açılan tapu iptal ve tescil davasını kazanıyor. Ancak açılan dava henüz istinaf aşamasında ve kesinleşmiş değil. Müvekkil, M 'de bugün söz konusu taşınmaza istinaden muvazaa nedeniyle tapu iptal ve tescil davası açmak istiyor.

Bu durumda müvekkilin tanık beyanları açılacak davayı nasıl etkiler.


Şimdiden bütün üstad ve meslek büyüklerime saygılarımı sunuyorum. Zaman ayırıp fikir beyan edecek herkese teşekkür ediyorum.

M'nin, K'nın dâvasındaki tanıklığının, kendi açacağı dâvada pek etkili olacağını sanmıyorum. Muris muvazaası nedeniyle açılacak bir davada, aslolan, murisin asıl irade ve amacı olup, o da mahkemece, re'sen araştırılıp tespit edilir. Tanık ifadeleri ise bu araştırmadaki delillerden bir tanesi olup, o da takdiri delildir. Öte yandan, istinaftan da geçerek kesinleşeceği kuvvetle muhtemel olan önceki dâvadaki hüküm, M lehine kesin hüküm değil de kuvvetli bir dellil oluşturacaktır. Kolay gelsin... Yok hükmünde olan bir işlem (muvazaa), mahkemece, re'sen nazara alınacağından, TMk. m.2de ifadesini bulan dürüstlük kuralları,( kamu düzenine ilişkin olmasına rağmen, tâli kural) somut olayda pek söz konusu olmaz. Tekrar kolay gelsin..