Mesajı Okuyun
Old 17-03-2017, 16:29   #3
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

14.Hukuk Dairesi
Esas: 2001/7453
Karar: 2001/7992
Karar Tarihi: 16.11.2001


TEMLİKEN TESCİL DAVASI - LEVAZIM SAHİBİNİN HAKKI - BİNADAKİ HAKKIN BEDELE DÖNÜŞMESİ

ÖZET : Kendi malzemesi ile başkasının arazisi üzerine iyi niyetli olarak bina yapan kişi, bu binanın bedeli arazinin değerinden açıkça fazla ise, bedeli karşılığı arazinin kendisine verilmesini isteyebilir. Binadaki hakkın bedele dönüşmesinden ve bu bedelin de kendilerine ödenmesine karar verilmesinden sonra, aynı binanın iyi niyetle yapıldığını ileri sürerek, zeminde hak iddia etmeleri, başka bir anlatımla, ayna yönelik bir talepte bulunmaları artık hukuken olanaklı değildir.

(743 S. K. m.650)

Dava: Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 1.12.1999 gününde verilen dilekçe ile temliken tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 6.12.2000 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

Karar: Davacılar, 16 parsel sayılı taşınmazı kardeşleri Sabahattin ... ile satın aldıklarını, parasını birlikte ödemelerine rağmen tapunun Sabahattin ... adına çıkarıldığını, aralarındaki anlaşmaya uygun olarak taşınmaz üzerine bina yaptıklarını, ancak; kayıt maliki kardeşlerinin tapuda paylarını devretmeden öldüğünü, mirasçılarının taşınmazı açıklanan olayları bilen davalı Zübeyir .......e sattıklarını ileri sürerek, temliken tescil isteğinde bulunmuşlardır.

Davalı yargılamaya katılmamıştır.

Mahkemece, temliken tescil koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Hükmü, davalı temyiz etmiştir.

Dava, Medeni Kanunun 650. maddesi uyarınca temliken tescil isteğine ilişkindir. Anılan maddeye göre, kendi malzemesi ile başkasının arazisi üzerine iyi niyetli olarak bina yapan kişi, bu binanın bedeli arazinin değerinden açıkça fazla ise, bedeli karşılığı arazinin kendisine verilmesini isteyebilir. Maddede, temliken tescil isteyebilmek için iki koşul aranmıştır ve bunların birlikte gerçekleşmesi zorunludur. Buna göre, binanın iyi niyetli olarak yapılması (subjektif koşul) ve bina değerinin zemin değerinden açıkça fazla olması (objektif koşul) gerekmektedir.

Somut olaya gelince; davacılar taşınmazın inançlı işlem sonucu kardeşleri Sabahattin ..... adına tescil edildiğini, paylarının kendilerine

verileceği inancıyla taşınmaz üzerine bina yaptıklarını ileri sürerek temliken tescil istemişlerdir. Davacıların dayandıkları vakıalar ve dosya içerisindeki kanıtlar birlikte değerlendirilerek davacıların iyi niyetli olup olmadıklarının, eldeki davayı açmakta haklı bulunup bulunmadıklarının irdelenmesi gerekmektedir.

Dava konusu taşınmaz 1985 yılında satın alma yoluyla Sabahattin adına tescil edilmiştir. Daha sonra davacılarla birlikte taşınmaz üzerine, davanın dayanağını oluşturan bina yapılmıştır. Kayıt malikinin ölümü üzerine, davacılar, mirasçıları aleyhine inançlı işlem hukuki sebebine dayanarak tapu iptali ve tescil davası açmışlardır. Bu dava, inançlı işlemin kanıtlanamaması nedeniyle reddedilmiş, Yargıtay denetiminden de geçerek kesinleşmiştir.

İnançlı işlem iddiasıyla açılan davanın reddedilmesi üzerine; davacılar taşınmaz üzerine yaptıkları binanın ilk iki katını kendi adlarına yaptıklarını ileri sürerek, malzeme bedelinin tazmini için kayıt malikinin eşi Nuran aleyhine dava açmışlardır. Bu dava kabul edilerek malzeme bedelinin davacılara ödenmesine karar verilmiştir ve hüküm kesinleşmiştir.

Açıklanan aşamalardan sonra eldeki dava irdelendiğinde:

1-Öncelikle davacıların iyi niyet iddialarının, inançlı işlemin bulunmadığı kesinleşmiş mahkeme ilamı ile kanıtlandığından kabulü mümkün değildir.

2-Davacılar, temliken tescil isteğinin dayanağını oluşturan binada kullandıkları malzeme bedelinin kendilerine ödenmesini dava yoluyla isteyerek dava açmışlar ve lehlerine kesinleşen ilamla, binadaki haklarını bedele dönüştürmüşlerdir. Binadaki hakkın bedele dönüşmesinden ve bu bedelin de kendilerine ödenmesine karar verilmesinden sonra, aynı binanın iyi niyetle yapıldığını ileri sürerek, zeminde hak iddia etmeleri, başka bir anlatımla, ayna yönelik bir talepte bulunmaları artık hukuken olanaklı değildir.

Açıklanan nedenlerden ötürü; davanın reddine karar verilmesi gerekirken mahkemece aksi düşüncelerle davanın kabulü doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda yazılı nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, 16.11.2001 tarihinde oybirliği ile karar verildi.(¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı