Mesajı Okuyun
Old 07-03-2017, 08:25   #2
Av.sansar

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

20. HUKUK DAİRESİ

E. 2015/4494

K. 2016/2474

T. 1.3.2016

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili ....06.2011 tarihli dilekçeyle; .... ilçesi ... köyü 656 parselde müvekkilinin paylı malik olduğunu, taşınmazın orman ile ilgisi olmadığı halde davalı yönetim tarafından 2000 yılında yapılıp ....04.2001 ilâ ........2001 tarihleri arasında ilân edilen orman kadastrosunda orman olarak sınırlandırıldığını belirterek, bu işlemin iptalini istemiştir.

Mahkemece davanın kabulüne; çekişmeli taşınmazın tahdit içine alınan fen bilirkişi rapor ve krokisinde yeşil renk ile işaretlenen 838 m² yüzölçümlü bölümünden davacının payına karşılık gelen 73,... m² kesime dair orman tahdidinin iptaliyle orman sınırları dışına çıkarılmasına karar verilmiş, davalı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilen hüküm, .... Hukuk Dairesinin 01.....2013 gün ve 2013/3255 E. - 2013/8651 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.

Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; [...6831 Sayılı Kanun'un .... maddesinde belirtilen hak sahipliği kavramının, ....07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanıp yürürlüğe giren Orman Kadastro Yönetmeliğinin .../j maddesinde, “Sahiplilik; kişilerin taşınmazlar üzerindeki mülkiyet iddialarını her türlü geçerli resmi belge ve kayıtlarla ispatlamaları halidir.” şeklinde tarif edildiği, buna göre, 6831 Sayılı Kanun'un .... maddesiyle Orman Kadastro Yönetmeliğinin .../j maddesi birlikte değerlendirildiğinde, orman kadastrosunun iptali davası açabilmek için bir taşınmazda hak sahibi olmanın yeterli görüldüğü, ayrıca taşınmazdaki bütün hak sahiplerinin birlikte dava açmaları gerektiği yönünde kısıtlayıcı bir düzenlemenin getirilmediği, bu düzenlemelerin müşterek menfaatlerin korunmasına yönelik davaların müşterek maliklerden biri tarafından açılabileceğine dair ....06.1944 gün ve .../30 - ... sayılı içtihadı birleştirme kararı ile birlikte yorumlandığında, müşterek maliklerin ayrı ayrı orman kadastrosunun iptali davası açabilecekleri sonucuna ulaşıldığı, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada 656 parselin fen bilirkişi raporunda yeşil renk ile taralı 838 m² yüzölçümlü bölümünün orman sayılmayan yerlerden olduğu belirlendiğinden davanın kabulüne karar verilmesinde usûl ve kanuna aykırılık bulunmadığı, ancak mahkemece çekişmeli taşınmazın paylı olması sebebiyle davacının payına düşen 73,... m² bölümün orman sınırları dışına çıkarılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı, paylı mülkiyette paydaşlardan her birinin, taşınmazın korunması için gereken tüm önlemleri tüm paydaşlar adına alabileceğinden ve paylı mülkiyete tâbi taşınmazın hisse itibariyle orman olması söz konusu olamayacağından, mahkemece taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu belirlenen 838 m² yüzölçümlü bölümünün orman sınırları dışına çıkarılmasına karar verilmesi gerekirken, sadece davacı payı yönünden orman sınırları dışına çıkarılmasına karar verilmesinin usûl ve kanuna aykırı olduğu...] gereğine değinilmiştir.

Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulüne, 656 parselin fen bilirkişi tarafından düzenlenen rapor ve krokide yeşil renk ile taralı olarak işaretlenen 838 m² yüzölçümlü bölümünün orman sınırları dışına çıkarılmasına karar verilmiş, hüküm davalı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 6831 Sayılı Kanun'un 11. maddesi uyarınca tapuya dayalı 10 yıllık süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraza ilişkindir.

Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede ....04.2001 tarihinde ilân edilerek eldeki dava sebebiyle kesinleşmeyen orman kadastrosu ile 6831 Sayılı Orman Kanununun 3302 Sayılı Kanunla değişik ...B madde uygulaması bulunmaktadır.

SONUÇ : Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 01/03/2016 gününde oybirliği ile karar verildi.