Mesajı Okuyun
Old 18-11-2016, 14:17   #2
Av. Erdem Akçay

 
Varsayılan

Aşağıya eklediğim kararda Daire, davacının anlaşmalı boşanma davasından feragat etmeden de anlaşmaya yönelik ortaya koyduğu iradesinden dönebileceğini belirtmekte. Davacıya tanınan bu hakkın, anlaşmanın diğer tarafı olan davalıya tanınmaması düşünülemez. Dayanağını bilmiyorum ancak karşı oyda davalının, irade bozukluğu hallerinden birine kesin delil sunmasa bile dayanabileceği ve anlaşmayı bozabileceği de belirtilmiş. Bu karara uygun olarak olayınızda davalı, irade bozukluğu hallerinden birinin mevcut olduğunu belirterek anlaşmasından dönebilir. Bu durumu ispatlaması da gerekmez. Dava, çekişmeli davaya döner.

Bununla birlikte, bence karar doğru değil. Anlaşmalı boşanmada davalı, HMK md. 308'e göre davayı kabul eden taraftır. Zira TMK md. 166/3, "...bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde...", demekte. Dolayısıyla davayı kabul eden davalı sadece, HMK md. 311 uyarınca irade bozukluğu halini ortaya koyarak davayı kabulünün iptalini isteyebilir. Bu irade bozukluğu halini de ispatlamalıdır. Aksi halde davayı kabulün, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurduğundan söz etmek mümkün olmaz. Bu söylediğim yine kararın aksine, davadan feragat etmeden anlaşmayı bozan davacı için de geçerli. Davacı da irade bozukluğunu ispatlamalı ya da davadan feragat etmelidir.

Alıntı:
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2012/14467
K. 2012/31520
T. 24.12.2012

• ANLAŞMALI BOŞANMA DAVASI ( Davacının Temyiz Aşamasında Eşi Tarafından Tazminatsız ve Nafakasız Olarak Boşanma Konusunda Kandırıldığını Beyan Etmesi - Davacının Bu Yönde İrade Beyanından Dönebileceği/Yasal Bir Engel Bulunmadığının Kabulü )
• YARGILAMA SIRASINDA DAVACI EŞİN İRADE BEYANINDAN DÖNMESİ ( Aldatıldığı/Tazminatsız ve Nafakasız Bırakıldığı İddiası - Anlaşmalı Boşanma Yönünden Karar Kesinleşinceye Kadar Davacının Bu Yöndeki İradesinin Geçerli Olduğu/Boşanma Davası )
• ANLAŞMALI BOŞANMADA DAVACI EŞİN KANDIRILDIĞI İDDİASI ( Tazminatsız ve Nafakasız Bırakıldığı - Anlaşmalı Boşanma Yönünden Karar Kesinleşinceye Kadar Davacının Bu Yöndeki İradesinin Geçerli Olduğu/Yasal Bir Engel Bulunmadığı )
4721/m. 166
ÖZET : Taraflar arasındaki anlaşmaları boşanma davasında; verilen karar temyiz eden davacı boşanma davasından feragat ettiğine ilişkin bir beyanda bulunmamakta, eşi tarafından tazminatsız ve nafakasız olarak boşanma konusunda kandırıldığını, ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, davacının bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Mahkemece; tarafların "boşanma ve fer'ilerinde anlaşmış olmalarına" dayanılarak Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi gereğince boşanmalarına karar verilmiş, kararı davacı temyiz etmiştir. Davacı temyiz dilekçesinde boşanma davasından feragat ettiğine ilişkin bir beyanda bulunmamakta, eşi tarafından tazminatsız ve nafakasız olarak boşanma konusunda kandırıldığını, ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, davacının bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Böyle bir durumda davaya, çekişmeli olarak devam edilmesi, buna bağlı olarak taraflara delil göstermeleri için imkan tanınması, göstermeleri halinde delillerinin toplanması ve Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesinde yer alan boşanma sebebinin gerçekleşip gerçekleşmediği saptanıp sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Açıklanan yönde araştırma ve inceleme yapılmak üzere hükmün bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla, 24.12.2012 tarihinde karar verildi.

KARŞI OY :

Davacı kadın eş ve davalı erkek eş boşanmanın mali sonuçları ve çocukların durumu hususunda anlaşarak iradelerini serbestçe açıklamış olduklarından yerel mahkeme tarafından anlaşmalı boşanma ( TMK md. 166/3 ) kararı verilmiştir.

Davacı eş anlaşmalı boşanmada kendisinin Borçlar Kanunundaki irade bozukluğu hallerinden birinin etkisiyle beyanda bulunduğuna ilişkin kesin nitelikte bir delil bildirmeden "anlaşmayı bozduğunu" eş söyleyişle "anlaşmalı boşanma yönündeki irade beyanından döndüğünü" temyiz dilekçesinde açıklamıştır.

Davacı eş "davadan feragat" ettiğine dair bir beyanda bulunmamakta olup temyiz dilekçesinde "anlaşmayı bozduğunu" açıklamaktadır.

Anlaşmalı boşanma davalarında davalı eşin anlaşmalı boşanmada kendisini Borçlar Kanunundaki irade bozukluğu hallerinden birisinin etkisiyle beyanda bulunduğuna ilişkin KESİN NİTELİKTE BİR DELİL BİLDİRMEDEN anlaşmayı bozma hakkı var olduğundan aynı anlaşmanın diğer tarafı davacı eş de aynı hakları kullanabilir.

Davacı eş anlaşmayı bozduğunu temyiz dilekçesinde açıkladığına davaya çekişmeli yargı hükümlerine göre devam edilmek üzere hükmün bozulması gerekir.

Hükmün "açıkladığım gerekçe" ile bozulması düşüncesindeyim.

Karar, Kazancı'dan alınmıştır.