Mesajı Okuyun
Old 08-11-2016, 14:22   #4
etez

 
Varsayılan

Öncelikle aklıma TMK md.696 geldi. Ancak http://www.kentseldonusumvehukuk.com...tilmesi-davasi adresinden ulaştığım makalede Yargıtay'ın bu durumlarda 696 uygulamsını kabul etmediği yazmakta. Yine de bu yönde bir araştırma yapılması faydalı olabilir. Birde hakkın kötüye kullanılması yönünde araştırma yapmalısınız bence.

"..Medeni Kanun’un 696. maddesinde “Kendi tutum ve davranışlarıyla veya malın kullanılmasını bıraktığı ya da fiillerinden sorumlu olduğu kişilerin tutum ve davranışlarıyla diğer paydaşların tamamına veya bir kısmına karşı olan yükümlülüklerini ağır biçimde çiğneyen paydaş, bu yüzden onlar için paylı mülkiyet ilişkisinin devamını çekilmez hâle getirmişse, mahkeme kararıyla paydaşlıktan çıkarılabilir.” denilerek paydaşlıktan çıkarmanın mümkün olduğu belirtilmiştir. Paydaşlıktan çıkarmaya ilişkin karar, malikler tarafından ayrı bir sözleşme ile aksi kararlaştırılmadığı müddetçe pay ve paydaş çoğunluluğuyla alınır.

Pay sahibinin paydaşlıktan çıkarılabilmesi için;

a) Bir paydaşın tutum ve davranışı ile diğer paydaşların tümüne veya bir kısmına karşı olan yükümlülüklerini ağır surette ihlal etmesi,
b) Bu davranışı yüzünden müşterek mülkiyet ilişkisinin devamının çekilmez hale gelmesi gerekmektedir.
Paydaşlıktan çıkarma davalarında hâkimin paydaşlıktan çıkarma yönündeki istemi haklı görmesi halinde, çıkarılması istenen paydaşın payını karşılayacak kısmın malın tamamından ayrılabilecek nitelikte olması halinde bu ayırmayı yaparak ayrılan parçanın paydaşlıktan çıkarılana tahsis edilmesine karar verebilir. Malın ayrılmasına imkân bulunmaması halinde ise çıkarılması istenen paydaşın payının kendilerine devrini isteyen paydaşlar bu istemlerini dilekçelerinde belirtmelidirler. Bu halde hâkim davayı kabul ederse uygun bir süre içinde pay değerinin ödenmesine veya tevdiine karar verebilir. Bu yönde bir istem olmaması halinde ise hâkim çıkarılması istenen paydaşın payını başkasına devretmesi için süre verir. Çıkarılması talep edilen paydaşın payını devretmemesi halinde payın açık artırmayla satılmasına karar verir.

Yükümlülüklerin ne zaman ağır surette ihlal edilmiş olacağını, ne zaman paylı mülkiyetin çekilmez hale geldiğini tespit Medeni Kanun’un 2 ve 4. maddeleri ile hakimin takdirine bırakılmıştır. Bu durumun ortaya çıkmasında paydaşlıktan çıkarılması istenen paydaşın kusuru aranmamıştır. Paydaşlar, bir paydaşı doğrudan doğruya paydaşlıktan çıkaramazlar. Bunun için ilgili paydaşa karşı bir dava (paydaşlıktan çıkarma davası) açmaları gerekir.

Ne yazık ki, arsa payı ile mülkiyet düzenlenmiş olan eskiyen bazı bina ve sitelerin yeniden yapılması için Medeni Kanun’un 696. maddesindeki paydaşlıktan çıkarma düzenlemesinin kullanımı Yargıtayca engellenmiştir. Yargıtay konuyla ilgili bir kararında “Davalının diğer paydaşlarla birlikte kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapmaması yasanın anladığı anlamda hissedarlara karşı yükümlülüklerini ağır surette ihlal ettiği anlamına gelmez.” demiştir.

Yargıtay paydaşlıktan çıkarılması istenen paydaşın inşaat sözleşmesi yapmaya yanaşmaması paydaşlıktan çıkarılması için tek başına geçerli bir sebep olarak kabul etmemektedir.

Bu düzenlemeler göstermektedir ki; gerek kat mülkiyetine geçilmiş yapılardaki bağımsız bölüm maliklerinin, gerekse kaçak inşaat veya iskân alınmaması sebebiyle arsa payı şeklinde ilgili daire veya dükkânlara malik olanların eskiyen yapıyı yeniden yaptırmak için oybirliği ilk yoldur.

Oybirliği sağlanamıyorsa; Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 47. maddesine ve Medeni Kanun’un 696. maddesine dayanarak açılacak olan karşı çıkan malikin arsa payının devri veya onu paydaşlıktan çıkarma davaları bilimsel çevrelerce uygulanabilir bulunmakla beraber maalesef Yargıtay tarafından henüz kabul edilmemektedir.."