Mesajı Okuyun
Old 05-10-2016, 16:55   #2
av__emrah

 
Varsayılan

T.C YARGITAY
8.Hukuk Dairesi
Esas: 2012 / 9416
Karar: 2012 / 10921
Karar Tarihi: 22.11.2012

ÖZET: Somut olayda borçlu, ilamdan kaynaklanan para borcunu, karar tarihinden sonra ve takipten önce, alacaklının banka hesabına ödemiş ise de, ödemeyi alacaklıya takip talebinde bulunmasından sonra bildirdiğinden ve de alacaklının her gün ve saatte banka hesabını denetlemesinin hayatın olağan akışı içinde mümkün de bulunmadığından dolayı ödeme borcunun takipten sonra yerine getirildiğinin kabulü gerekir.(6100 S. K. m. 367) (818 S. K. m. 73)


Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Alacaklı tarafından Kartal 2. İş Mahkemesinin 2009/897 Esas, 2011/760 Karar sayılı ve 13.12.2011 tarihli <110.795,31 TL maddi tazminatın 06.08.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle, 10.913,62 TL vekalet ücreti ve 540,55 TL yargı giderinin tahsiline ilişkin> ilamına dayalı olarak, ilamların icrası yolu ile 23.01.2012 tarihinde başlattığı takipte, toplam 147.335,29 TL'nin faizi, icra masrafları ve vekalet ücretiyle birlikte tahsilini talep etmiştir. Borçlu icra emrinin tebliği üzerine vekili vasıtasıyla, borcun takip tarihinden önce 19.01.2012'de, alacaklının banka hesabına havale ettiklerini ve noterde 20.01.2012 tarihinde çekilen ihtar ile de ödemenin bildirildiğini, bu nedenle borcun takipten önce ödenmesi nedeniyle, takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Alacaklı vekili vasıtasıyla, ödemeye ilişkin noter bildiriminin, kendilerine takibin başlatılmasından sonra 24.01.2012'de ulaştığından, takipte kusurlarının bulunmadığını, borçlunun faizden, icra vekalet ücreti ve masraflarından sorumlu olduğundan, talebin reddine karar verilmesini cevap etmiştir. Mahkemece, alacaklıya ödemenin, takipten önce yapıldığı kabul edilerek, itfa nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir. Alacaklı vekili, takibe borçlunun sebebiyet verdiğinden, icra vekalet ücreti, harcı, masrafı ile ihtarname tebliğ tarihine kadarki faizinden sorumlu olduğundan bahisle kararın bozulması talebiyle temyize gelmiştir.

Takip dayanağı ilam, HMK.nun 367. maddesi gereğince kesinleşmeden icra edilebilecek ilamlardan olduğundan alacaklı, ilam tarihi 13.12.2011'den itibaren, ilamdan hükmedilen asıl alacağın faizinin ve ferilerinin tahsilini talep etme hakkına sahiptir. Borçlu bu tarihten itibaren, borcu alacaklıya ödeyerek, borcundan kurtulabilir. 818 sayılı Borçlar Kanununun 73. maddesi gereğince de, para borçları ifa zamanındaki alacaklı ikametinde, (yani para borcu götürülecek borçlardan olduğundan, alacaklıya bizzat ya da bildirildiği yere götürülerek) ödenerek sonlandırılabilir.

Somut olayda borçlu, ilamdan kaynaklanan para borcunu, karar tarihinden sonra ve takipten önce, alacaklının banka hesabına ödemiş ise de, ödemeyi alacaklıya takip talebinde bulunmasından sonra bildirdiğinden ve de alacaklının her gün ve saatte banka hesabını denetlemesinin hayatın olağan akışı içinde mümkün de bulunmadığından dolayı ödeme borcunun takipten sonra yerine getirildiğinin kabulü gerekir.

Bu nedenle, mahkemece alacaklının alacağını, icra vasıtasıyla tahsili talebinde bulunmasında bir usulsüzlük olmadığı nazara alınarak, ödemenin takip tarihinden sonra yapıldığı kabul edilerek, icra müdürlüğünce dosya bakiye borç hesabından dikkate alınmasına karar verilmesi yerine, yazılı şekilde alacaklının, icra vekalet ücreti, icra masrafları ve ödeme bildiriminin alacaklıya ulaştığı kurulması tarihe kadarki, faizin tahsilini engeller şekilde, takibin tümden iptali yönünde hüküm kurulması isabetsizdir.

Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz talebinin kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.nun 366. ve HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m297/ç) ve İİK.nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunabileceğine, 22.11.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)