Mesajı Okuyun
Old 05-10-2016, 10:04   #11
LetGo

 
Varsayılan

Alıntı:
T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/25851

K. 2006/2389

T. 14.2.2006

• ZORUNLU TAKİP ARKADAŞLIĞI ( Borçlu İle Rehin Veren Hakkında Birlikte Takip Yapılması Gereği - Kredi Borcu Nedeniyle Takip )

• İPOTEĞİN PARAYA ÇEVRİLMESİ YOLU İLE TAKİP ( Aralarında Zorunlu Takip Arkadaşlığı Olan Borçlu İle Rehin Veren Hakkında Birlikte Takip Yapılması Gereği )

• KREDİ BORCU NEDENİYLE TAKİP ( Aralarında Zorunlu Takip Arkadaşlığı Olan Borçlu İle Rehin Veren Hakkında Birlikte Takip Yapılması Gereği )

2004/m.149


ÖZET : Olayda, icra takibinin dayanağı ipotek akit tablosunun incelenmesinde, rehin veren şikayetçinin kredi borçlusunun bankaya olan borçlarının teminatı olarak taşınmazı ipotek ettiği anlaşılmaktadır. İİK'nın 149. maddesine göre aralarında zorunlu takip arkadaşlığı olan borçlu ile rehin veren hakkında birlikte takip yapılmalıdır.
Kredi borçlusu hakkında takip yapılmadığından ve bu eksiklik sonradan tamamlatılamayacağı gibi kamu düzenine ilişkin bulunduğundan takibin her aşamasında ve süresiz olarak ileri sürülebilecek nitelikte olup mahkemece kendiliğinden gözönüne alınması gerekir.
DAVA : Mahalli mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü;
KARAR : Borçlu ipotek veren 3. şahıs hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine geçilmiş ve adı geçene örnek 152 numaralı ödeme emri tebliğ edilmiştir. İcra takibinin dayanağı olan ipotek akit tablosunun incelenmesine, rehin veren şikayetçi 3. kişinin kredi borçlusu B... Tarım İlaçları Ltd. Şti'nin , Z... Bankası A.Ş.'ye olan borçlarının teminatı olmak üzere taşınmazını ipotek ettiği anlaşılmaktadır. İİK'nın 149. maddesine göre aralarında zorunlu takip arkadaşlığı olan borçlu ile rehin veren hakkında birlikte takip yapılmalıdır.
Somut olayda kredi borçlusu hakkında takip yapılmadığı tespit edilmiştir. Bu eksiklik sonradan tamamlatılamayacağı gibi kamu düzeni ile ilgili bulunduğundan takibin her aşamasında ve süresiz olarak ileri sürülebilecek nitelikte olup mahkemece kendiliğinden gözönüne alınması gereken hususlardandır. O halde Mahkemece açıklanan nedenlerle re'sen takibin iptaline karar verilmesi gerekirken başvurunun itiraz olarak nitelendirilerek itirazın icra dairesine yapılacağından bahisle ret kararı verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nın 366 ve HUMK'nın 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 14.02.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.



Söz konusu kararların HMK kapsamında uygulama alanı kalmadığına, Yargıtay'ın görüş değişikliğine gittiğine ilişkin karar örnekleri:


T.C.
Yargıtay
12. Hukuk Dairesi
Esas No:2015/5702
Karar No:2014/16161


Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

Alacaklı A... Şti. tarafından İİK’nun 150/ı maddesine göre ipoteğin paraya çevrilmesi sureti ile başlatılan takipte İpotekli taşınmaz maliki olan şikayetçi vekilinin icra mahkemesine başvurusu; asıl borçlu S...Şirketi hakkında takip yapılmadan ve ödeme emri tebliğ edilmeden doğrudan ve sadece taşınmaz maliki hakkında takip yapılmasının İİK’nun 149. maddesine aykırı olduğu iddiası ile takibin iptaline yönelik şikayettir. Mahkemece, takip talebinde gösterilmeyen borçluya teşmil sureti ile takibin yürütülmesinin mümkün olmadığı gerekçe gösterilerek takibin iptaline karar verildiği görülmektedir.

İİK'nun 150/ı maddesi uyarınca, ipotek akit tablosu, kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını içermese bile, borçlu cari hesap veya kısa, orta, uzun vadeli krediler şeklinde işleyen nakdi veya gayrinakdi bir krediyi kullandıran taraf (alacaklı), krediyi kullanan tarafa ait cari hesabın kesilmesine veya kısa, orta, uzun vadeli kredi hesabının muaccel kılınmasına ilişkin hesap özetinin veya gayrinakdi kredinin ödenmiş olması nedeniyle tazmin talebinin noter marifeti ile krediyi kullanan tarafa (borçluya) gönderildiğine dair noterden tasdikli bir sureti icra müdürlüğüne ibraz ederse icra müdürü İİK'nun 149. maddesine göre işlem yapar.

İİK'nun 149. maddesi hükmüne göre ise; "İcra memuru, ibraz edilen akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva ettiğini ve alacağın muaccel olduğunu anlarsa, borçluya ve taşınmaz üçüncü şahıs tarafından rehnedilmiş veya taşınmazın mülkiyeti üçüncü şahsa geçmişse ayrıca bunlara birer icra emri gönderir" düzenlemesine yer verilmiş olup, madde içeriğinden, borçlu ile ipotek veren arasında zorunlu takip arkadaşlığının bulunması nedeniyle haklarında birlikte takip yapılması gerektiği anlaşılmaktadır.

HMK'nun 124/3. maddesi uyarınca; maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebinin kabulü için, karşı tarafın rızası aranmaz. Aynı maddenin 4. fıkrasında da “dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir” düzenlemesi yer almaktadır. Anılan hükmün icra takiplerinde de uygulanması gerekir. Dolayısıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takipte, asıl borçlu takipte gösterilip, ipotek veren gösterilmemiş ya da ipotek verene takip yöneltilip asıl borçlu hakkında takip yapılmamış ise bu durum kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından HMK'nun 124/3. maddesi uygulaması ile anılan kişi sonradan takibe dahil edilmek suretiyle eksiklik giderilebilir. Dairemizce 6100 sayılı HMK’nun belirtilen bu maddesi ile getirilen değişik düzenlemeye bağlı olarak yukarıda açıklanan şekilde içtihat değişikliğine gidilmiş olup, karar gerekçesinde yer verilen ve Dairemizce 1086 Sayılı HUMK’nun yürürlükte olduğu dönemde benimsenen 15.10.2005 tarih ve 2005/16151 Esas ve 2005/20848 Karar sayılı içtihadının uygulama yeri bulunmamaktadır.
TAM METİN İÇİN LİNK: http://www.hukukmedeniyeti.org/karar...sonradan-taki/


Yargıtay
12. Hukuk Dairesi
Esas : 2014/18493
Karar : 2014/27179
Tarih : 13.11.2014
* İPOTEĞİN PARAYA ÇEVRİLMESİ YOLU İLE İLAMLI TAKİP
* DAVADA MADDİ HATADAN KAYNAKLANAN TARAF DEĞİŞİKLİĞİ
* SÜRESİZ ŞİKAYET

Özet: HMK'nun 124/3.maddesi uyarınca maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebinin kabulü için, karşı tarafın rızası aranmaz. Aynı maddenin 4.fıkrasında da “dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir” düzenlemesi yer almaktadır. Anılan hükmün icra takiplerinde de uygulanması gerekir. Dolayısıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takipte, asıl borçlu takipte gösterilip, ipotek veren gösterilmemiş ya da ipotek verene takip yöneltilip asıl borçlu hakkında takip yapılmamış ise bu durum kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından HMK.nun 124/3. maddesi uygulaması ile anılan kişi sonradan takibe dahil edilmek suretiyle eksiklik giderilebilir.
(6100 s. Hukuk Muhakemeleri K m. 124) (2004 s. İİK m. 16, 149)
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı tarafından başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takipte borçlu nun diğer şikayet nedenleri yanında asıl borçlu aleyhine takip başlatılmadığını belirterek takibin iptali istemiyle icra mahkemesine başvurduğu mahkemece, istemin icra emri tebliğine göre süresinde olmadığından bahisle reddine ve borçlu aleyhine tazminata karar VERİLDİĞİ ANLAŞILMAKTADIR.
Borçlunun, üçüncü kişilerin ve kamunun menfaatini korumak için konulmuş "amir hükümlere" aykırı olarak yapılmış işlemler kamu DÜZENİNE AYKIRIDIR. Bu işlemler için her zaman şikayet yoluna gidilebilir (Prof. Dr. Baki Kuru İcra İflas Hukuku-1988 Baskı cilt:1, sh:94-HGK. 22.01.2003 tarih, 2003/12-17 E. 2003/29 K.).
Somut olayda alacaklı Tunceli Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi vekili tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi başlatılmış, örnek 6 nolu icra emri borçlu K. Y.'ya 12.07.2013 tarihinde TEBLİĞ EDİLMİŞTİR. Borçlu vekilinin yasal 7 günlük süreyi geçirdikten sonra 09.12.2013 tarihinde icra mahkemesine başvurarak diğer şikayetlerinin yanısıra zorunlu takip arkadaşlığına ilişkin şikayetini de ileri SÜRDÜĞÜ GÖRÜLMEKTEDİR.
İİK'nun 149 uncu maddesinde; "İcra memuru, ibraz edilen akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva ettiğini ve alacağın muaccel olduğunu anlarsa, borçluya ve taşınmaz üçüncü şahıs tarafından rehnedilmiş veya taşınmazın mülkiyeti üçüncü şahsa geçmişse ayrıca bunlara birer icra emri gönderir" düzenlemesi mevcut olup, madde içeriğinden, borçluyla ipotek veren arasında zorunlu takip arkadaşlığının bulunması nedeniyle haklarında birlikte takip yapılması GEREKTİĞİ ANLAŞILMAKTADIR.
HMK'nun 124/3 üncü maddesi uyarınca maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebinin kabulü için, karşı tarafın rızası aranmaz. Aynı maddenin 4 üncü fıkrasında da “dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir” düzenlemesi YER ALMAKTADIR. Anılan hükmün icra takiplerinde de UYGULANMASI GEREKİR. Dolayısıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takipte, asıl borçlu takipte gösterilip, ipotek veren gösterilmemiş ya da ipotek verene takip yöneltilip asıl borçlu hakkında takip yapılmamış ise bu durum kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından HMK.nun 124/3 üncü maddesi uygulamasıyla anılan kişi sonradan takibe dahil edilmek suretiyle eksiklik giderilebilir.
Söz konusu eksiklik İİK'nun 16/2 nci maddesi gereğince takibin her aşamasında ve süresiz olarak şikayet yoluyla ileri sürülebilir. Bu durumda da borçlu tarafın eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, alacaklı tarafça talepte bulunulduğu takdirde mahkemece, takibin asıl borçluya yöneltilmesi için alacaklıya ara kararla kesin süre verilmeli, verilen süre içinde alacaklı tarafından ek takip talebi düzenlenerek takibin asıl borçluya yöneltilmesi (icra emri gönderilmesi) halinde bu konudaki şikayet konusuz kalacağından diğer şikayet nedenlerinin incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi, verilen kesin sürede takibin asıl borçluya yöneltilmemesi halinde ise takibin iptali yönünde hüküm TESİSİ GEREKMEKTEDİR.
O halde mahkemece, borçlunun, zorunlu takip arkadaşlığına ilişkin şikayetinin incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, bu konudaki istemin de süre aşımından REDDİ İSABETSİZDİR.
Öte yandan, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan takip ilamlı icra takibi olup yasada öngörülmediği halde borçlunun icra inkar tazminatıyla sorumlu tutulması da DOĞRU DEĞİLDİR.
SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulüyle mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428 inci maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.11.2014 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.
Kaynak:Corpus