Mesajı Okuyun
Old 04-10-2016, 07:14   #23
antipersonel

 
Mesaj

Alıntı:
Yazan DEMİRCİZADE
İyi günler Sayın Meslektaşlarım. Konu ile biraz bağlantısız ama benim de bir sorunum var. Bedel tespiti ve tescil davası bitti. Dava 4 aylık yasal sürede bitirilmediği için Mahkemece faize hükmedildi. İlamı icraya koyarak faizi talep ettik. İdare vekili, takip asıl alacağı ile icra harç ve giderlerini ödeyeceklerini ancak icra vekalet ücretini nisbi değil maktu ödeyeceklerini söyledi. Yasal gerekçesini sorduğumda, açık ve yasal bir gerekçe göstermedi, uygulamanın bu şekilde olduğunu, bir davanın aslı neye tabi ise fer'isinin de ona tabi olacağını, bu nedenle asıl davada maktu vekalet ücretine hükmedildiğinden, asıl davanın fer'isi niteliğindeki faizin talep edilmesi halinde icra vekalet ücretinin de maktu olacağını söyledi. 2942 sayılı Yasa'da bu konuda bir hükme rastlamadım. (Geçici 6'ıncı maddenin 7'nci fıkrası hariç.) Ayrıca konu ile ilgili Yargıtay kararı da bulamadım. Görüş ve önerileriniz ile birlikte varsa Mahkeme kararı ve Yargıtay içtihatlarını da paylaşırsanız sevinirim. İyi çalışmalar diliyorum. Saygılar..

Sayın DEMİRCİZADE,

MAHKEMESİ : Milas 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 19/03/2013
NUMARASI : 2010/749-2013/277

Dava dilekçesinde, kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak taşınmaz bedeli ve ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma ile alınan bilirkişi raporları hükme yeterli değildir.
Şöyle ki;
1-Mahkemece, dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğu kabul edildiğine göre kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davalarında da uygulanan Kamulaştırma Kanununun kıymet takdiri esaslarını gösteren 11. maddesinin 1.fıkrasının özellikle arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca kamulaştırma gününden önce özel amacı olmayan emsal satışlara göre satış değerinin tesbiti ve bedelin tesbitinde etkisi olan diğer unsurlarda dikkate alınarak her unsurun gerekçeleri ve değere katkı oranları ayrı ayrı belirlenip dayanakları gösterilmek suretiyle değerlendirilerek kamulaştırma bedelinin saptanması gerekmektedir.
Emsalin kamulaştırılan taşınmazla aynı konumda olması, taşınmaza yakın mesafede bulunması, aynı nitelik ve özellikleri taşıması, benzer yüzölçümünde olması veya kamulaştırmaya yakın günlerde satılmış olması zorunlu değildir. Aynı özellik ve nitelikleri taşıyan başka yerlerde bulunan ve kamulaştırma gününden önce satılmış olan taşınmazlar da emsal alınabilir. Bu emsalin satış fiyatına Türkiye İstatistik Kurumu toptan eşya fiatları endeksi uygulanmak suretiyle değerlendirme tarihinde oluşan fiyatları bulunduktan sonra dava konusu taşınmazla karşılaştırılıp incelenerek aradaki farklılıklar belirtilip üstün ve eksik yönleri açıklanmalı, bu nitelik ve farklılıkların taşınmazın değerine olan etkilerinin ne olduğu belirtilmeli ve bu suretle yapılacak karşılaştırma ile dava konusu taşınmazın değeri belirlenmelidir.
Somut olayda hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal olarak incelenen taşınmazın dava konusu taşınmaza benzemediği için somut emsal kabul edilmeyeceği kıyaslama yapılarak genel değerlendirmede gözönünde bulundurulacağı belirtilerek dava konusu taşınmaza genel değerlendirmelerle ve vergi değeri dikkate alınarak değer belirlenmiştir.
Mahkemece tarafların vereceği ya da re'sen getirtilecek kayıtlar üzerinden yukarıda açıklanan ilkelere uygun taşınmaz satışları araştırılarak emsal olabilme niteliklerine uygun bulunanlar tespit edilip emsalin ve dava konusu taşınmazın mar parseli olup olmadığı da sorulup saptanmalıdır. İncelenen emsal imar parseli olup da dava konusu taşınmazın bu nitelikte olmaması halinde, dava konusu taşınmazın yapılacak karşılaştırmadan sonra bulunacak değerinden, İmar Yasasının 18.maddesinin 2. fıkrası gözetilerek, düzenleme ortaklık payına tekabül edecek oranda indirim yapılması gerektiği de dikkate alınmalı ayrıca 2942 sayılı Yasa'nın 4650 sayılı Yasa ile değişik 11. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi gereği emlak vergi değerlerinin de dava konusu taşınmazın emsalle karşılaştırılmasında gözönünde tutulması ve buna göre dava konusu taşınmaz ile emsallerin 2010 yılı itibariyle emlak vergisine esas tutulan asgari m² değerlerinin ilgili belediye başkanlığından getirtilip karşılaştırılarak değerlendirmeye esas alınan oranlar fahiş ölçüde farklı olduğunda bu farklılık ve çelişkinin giderilmiş olması gerekir.
Bu esaslara uygun olmayan şekilde düzenlenen raporlara dayalı olarak hüküm kurulmuş olması,
2-Dava konusu taşınmazın tapu kaydında askeri yasak bölge kapsamında olduğu belirtildiğine göre, bu durumun taşınmazda oluşturacağı kaçınılmaz değer kaybı tespit edilerek belirlenen değerden düşülmemesi,
3-Taşınmazın bulunduğu mevkideki diğer arsaların dava tarihinden geriye doğru ecrimisil istenen süre içinde kiraya verilip verilmedikleri, veriliyor ise nasıl ve ne şekilde kiralandıklarının taraflardan delilleri sorulmak suretiyle tespit edilmesi, varsa emsal kira sözleşmeleri ibraz ettirilerek alınacak rapor doğrultusunda hüküm kurulması gerektiği düşünülmeden eksik inceleme sonucu gerekçesiz ve soyut ifadelere dayanılarak ecrimisil hesabı yapan rapora göre karar verilmesi
4-Kabule göre de; ecrimisil davalarında her yıl veya kira dönemi için ayrı ayrı belirlenen miktarına o yıl ve dönemin tahakkuk tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, hükmedilen ecrimisil bedelinin 10.000TL'lık kısmına dava tarihinden 4.256,18TL'sına ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi,
5-Ayrıca 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun değiştirilen Geçici 6. maddesinin 7 ve 13. fıkralarında getirilen “Bu madde kapsamında açılan davalarda mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretleri bedel tespiti davalarında öngörülen şekilde maktu olarak belirlenir.” ve “…bu fıkra kapsamında kalan taşınmazlar hakkında açılan ve kesinleşmeyen davalarda da uygulanır.” düzenlemeleri karşısında harç ve vekalet ücretinin maktu olarak belirlenmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.

Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 29.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.


Ayrıca bozma sonucunda yerel mahkemeye iade edilen dosyada verilen son kararda tekrar nispi olarak vekalete hükmetmiş.