|
|
|
|
|
|
Arkadaşlar yargıtay kararlarında ve sitede yaptığım araştırmalarda bulamadığım bir sorunum var yardımcı olacak arkadaşlar şimdiden teşekkürlerimi sunuyorum.
Müvekkile sulh hukuk mahkemesinden vasiyetin açılacak olması nedeniyle tebligat geldi duruşma günü daha gelmeden tebliğ edilen vasiyetnameye TMK'daki şartları gözönünde bulundurarak vasiyetnamenin iptali davası açtık.Davalıları olarak ise diğer tüm mirasçıları gösterdik.Buraya kadar yanlış yapmadığımızı düşünüyorum.(Yanlışsa da düşünceleriniz nedir?)Ancak bu davayı açtıktan 1 gün sonra o mirasçılardan bir tanesi gelip aynı şekilde iptal davası açmak istediğini söyledi.İlk başta kabul ettim ama aklımdaki sorun şurda: Ben daha önce iptal davası açmıştım.Bu şahsı da haliyle davalı olarak yazdık.Şimdi bu şahsın vekaletini alsam ve dosyaya sunsam sorun oluşturur mu zira o da aynı sebeplerle iptali istiyor.Bir açıdan düşündüğümde davacı ile bu şahsın arasında her ne kadar davacı davalı pozisyonu olsa da menfaat çatışması yok diye düşünüyorum.Kaldı ki böyle bir davada davalı pozisyonun çok net olmadığı kanaatindeyim.
Bir başka açıdan da acaba yeniden bir vasiyetnamenin iptali davası açıp bu arkadaşı davacı gösterip diğer mirasçıları da (benim önceki davadaki müvekkilim dahil) davalı gösterip daha sonra her iki davanın birleştirilmesini mi talep etsem diyorum.?
Daha önce bu tip bir davayla karşılaşmış arkadaların bilgi vermelerini saygılarımla talep ediyorum.
|
|
 |
|
 |
|
Husumeti yanlış gösterdiğinizi düşünüyorum. Zira davayı diğer mirasçılara karşı açtığınızı ve sonrasında bu davalı mirasçılardan birinin daha, aynı gerekçe ile vasiyetnamenin iptali talepli dava açmayı düşündüğünü söylüyorsunuz. Oysa vasiyetnamenin iptali davası menfaati haleldar olan mirasçı tarafından, vasiyetname ile lehine tasarrufta bulunulan kişiye karşı açılabilir. Yani yeni müvekkil adayınızın zaten açtığınız davada hasım -davalı- olmaması gerekirdi. Davayı sadece lehine kazandırmada bulunulan kişiye yöneltmeliydiniz.