Selamlar,

Davamızın son aşamasındayız son dilekçesindeyiz...

Taraflar 2002'den sonra evlenir
4 yıl kocanın babasının evinde kira vermeden oturur
Sonra 100 TL'ye bir ev alırlar
Onu satıp 150 TL'ye bir ev daha alırlar
Ev alınırken koca yurtdışında geçici bir süre (2yıllığına) işçi olarak çalışmaktadır Bundan dolayı bu ev karının adına tescil edilir.
Koca, eşine her ay belirli miktarlarda ev alınırken ise yüklü miktarda dolar gönderir
Evin bugünki değeri 200 TL'dir

Karı boşanma davası açar, koca evden uzaklaştırılır. Karı evden hiç ayrılmaz ve halen evde ikamet etmektedir.
Koca Karşı Boşanma ile mal rejimi tasfiyesi davasını birlikte açar.
Boşanma koca aleyhine karara bağlanır. Tazminata mahkum edilir.

Karı ziynet eşyalarını bu evin alımında kullandığını iddia etse de delil göstermez.

Koca, tefrik dilekçesi ile tasfiye davasındaki delillerini netleştirir.

Kıymet takdiri raporuna iki taraf da itiraz eder hakim en son iki keşif heyetini birleştirir ve bir rapor alır.

Koca tanık dinletir. Dinlenen tanık kocanın babası, annesi, kardeşi ve kardeşinin karısıdır.

Tanıklar: kocanın, kardeşinden 5 TL, babasından 15 TL ev alırken hediye aldığını, ayrıca 48 ay boyunca babasının evinde aylık 1 TL kira vermesi gerektiği halde kira vermeden karşılıksız oturduğunu beyan etmiştir.

Dosya hukukçu bilirkişiye gider. İlk hukukçu bilirkişi "bunlar ne demiş ben anlamadım ev 200 ise 100'ü kocanın 100'ü karınındır" der...

Koca hukuki mütalaa alır. Bu raporda 200 TL'lik evin alınışı 150'dir. 20'si hediyedir. Kira kazandırması dikkate alınmaz. koca 20 TL şahsi malını değer artış payı ile tasfiye dışı alır. kalanı da ikiye böleriz yarısını alır der.

Mahkemenin görevlendirdiği ikinci hukukçu bilirkişi ise: "KOCANIN KARISINA GÖNDERDİĞİ DOLARLAR 'GİZLİ BAĞIŞ BENZERİ' BİR İŞLEMDİR. BOŞANMADA KOCA KUSURLUDUR BUNLARI GERİ İSTEYEMEZ. AİLE İÇİ TANIKLA DA BAĞIŞ ALDIĞI KANITLANAMAZ. BABANIN İKİ EVİ VARSA BİRİNDE OĞLU GELİNİ OTURMUŞ NE VAR BUNDA GAYET DOĞAL. EVİ BÖLÜN İKİYE YARISI KOCANIN YARISI KARININ" der...

Değerli meslektaşlarım, sorularım şunlar:
1-Akrabalar arası alacak ispatı hususunda "senetle ispat kuralının istisnası" (HMK 288) bu davada uygulanabilir mi uygulanamaz mı?
2- Babanın evinde kirasız oturulması esasen bir karşılıksız kazandırma olmaz mı? Bu bedelin tespit edilip tasfiye dışında tutulması mümkün değil midir?
3- Islah ile değer artış payı, şahsi alacak, katılma alacağı talep edilebilir mi? Edilebilirse bu husus maddi vakıanın ıslahı olarak nitelendirilip usûlen dilekçelerin teatisi aşamasına dönülür mü?

Benim bilgime göre:
Ev kirasız ise bu karı ve kocanın hangisine karşılıksız kazandırma olduğu belirli olmadığı için şüpheli durumlarda nasıl bir mal edinilmiş mal kabul edilirse aynı paralel yorumla kime yapıldığı şüpheli bir karşılıksız kazandırma her iki eşe de yapılmış sayılır.

Baba ve kardeşten alınan bedeller ise HMK 288'e göre tanıkla ispat edilebilir. Bu bedeller evin değerinin artışına göre hesap edilecek değer artış miktarı ile kocaya ödenmelidir. Kalan miktar yarı oranda paylaştırılmalıdır.

Islah ile maddi vakıanın değiştirilmesi hususunda karşı yanın ıslaha cevabı ile tarafların toplanmasını istediği başkaca bir delil yok ise dosya karar vermeye hazırdır.

Ancak bu cevapların hukuki temellerini oturtan bir/birden fazla kararı üç programda aramama rağmen bulamadım.

Deneyimlerinizi paylaşırsanız sevinirim...

Saygılarımla.