Mesajı Okuyun
Old 07-06-2016, 12:18   #4
noonsaibot

 
Varsayılan ilgili yargıtay kararını sunuyorum

T.C. YARGITAY

11.Hukuk Dairesi
Esas: 2014/18810
Karar: 2015/920
Karar Tarihi: 23.01.2015


ÖZET: Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve mahkemece de davanın istirdat davası olarak nitelendirmesine, davanın tüketici hakem heyeti kararının iptali için on beş gün içinde mahkemeye başvurulmaması nedeniile değil, "somut uyuşmazlığa uygulanması gereken mülga Kanun'un maddesi uyarınca dava konusu olaya ilişkin olarak verilen ve kesinleşmiş bulunan hakem heyeti kararının taraflar yönünden bağlayıcı olması karşısında bu karar uyarınca yapılan ödemenin istirdadının istenemeyeceği" gerekçesiyle reddedilmiş bulunmasına göre, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın HUMK’nun maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin reddine karar vermek gerekmiştir.

(4077 S. K. m. 22)

Dava: Taraflar arasında görülen davada Bafra 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18/07/2014 tarih ve 2014/144-2014/466 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Erol Kaplan tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, davalının Bafra Tüketici Hakem Heyeti'ne başvurarak, müvekkili bankadan kredi kullanması sırasında kesilen dosya masrafının iadesini istediğini, Hakem Heyeti'nce davalının kullandığı kredinin ticari kredi olup olmadığına bakılmaksızın dosya masrafının iadesine karar verildiğini, oysa müvekkilinin söz konusu kararda bahsedilen krediye ilişkin bir kesinti yapmadığı gibi kullanılan kredinin de ticari nitelikte olduğunu, ilgili kararın icraya konulması üzerine müvekkilinin ihtirazi kayıt ile icra dosyasına ödeme yaptığını, taraflar arasında ticari kredi ilişkisi bulunması nedeniyle tüketici hakem heyetine başvuru yapılmasının ve hakem heyetince de masrafın iadesine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı bulunduğunu ileri sürerek, 611,73 TL'nin faizi ile birlikte iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava tarihinde yürürlükte bulunan 4077 sayılı Kanun'un 22. maddesinde, değeri 500 TL'nin altında olan uyuşmazlıklarda tüketici sorunları hakem heyetine başvurunun zorunlu olduğunun, bu uyuşmazlıklarda verilecek hakem heyeti kararlarının tarafları bağladığının, tarafların bu kararlara karşı 15 gün içinde tüketici mahkemesine itiraz edebileceklerinin düzenlendiği, somut olayda hakem heyeti kararının davacıya 31.01.2014 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen davanın 15 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı, yasal süresinde hakem heyeti kararına itiraz edilmediğinden artık bu kararın kesinleştiği ve tarafları bağladığı, kesinleşen hakem heyetine dayalı olarak yapılan ödemenin iadesinin istenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; bu karar aleyhine Adalet Bakanlığı’nın yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına bozma talebinde bulunulmuştur.

Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve mahkemece de davanın istirdat davası olarak nitelendirmesine, davanın tüketici hakem heyeti kararının iptali için 15 gün içinde mahkemeye başvurulmaması nedeniile değil, "somut uyuşmazlığa uygulanması gereken mülga 4077 sayılı Kanun'un 22. maddesi uyarınca dava konusu olaya ilişkin olarak verilen ve kesinleşmiş bulunan hakem heyeti kararının taraflar yönünden bağlayıcı olması karşısında bu karar uyarınca yapılan ödemenin istirdadının istenemeyeceği" gerekçesiyle reddedilmiş bulunmasına göre, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın HUMK’nun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın HUMK’nun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin REDDİNE, karardan bir örneğin ve dosyanın gereği yapılmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine, 23.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)