Mesajı Okuyun
Old 01-06-2016, 17:55   #6
av.onur

 
Varsayılan

Üstad merhaba.

Konuya ilişkin bilgi ve tecrübe sahibi olduğunuz izaha ihtiyaç bırakmıyor. Öncelikle bu sebeple tebrik ederim.

Şimdi bu hususa ilişkin yaptığım çıkarımları paylaşacağım. Doğru ve yanlış çıkarımlarıma yorumlarınızı beklerim.

Öncelikle

1- Asker kişi (yükümlü ya da muvazzaf) görev esnasında maruz kaldığı vefat ya da yaralanma hadisesi nedeniyle tam kusurlu dahi olsa idarenin kusursuz sorumluluğu ilkesi gereği idareden maddi - manevi tazminat talep edebiliyor.

2- Bu talep ilgili müruruzaman olay tarihinden itibaren her halükarda 5 yıl sonra doluyor. (Bir kararda kişi maluliyet raporunu aldığı tarih olaydan sonra 7-8 yıl sonra olsa bile maluliyet oranını gösterir rapor tarihinden itibaren bir yıl içerisinde idari başvuru süreci ve zararın karşılanmaması halinde tam yargı davası açabilir diye anladım ama doğru mu anladım bilemedim. Çünkü her halükarda olaydan sonra 5 yıl geçmekle müruruzamana uğruyorsa maluliyet raporunun öğrenilme tarihi 5 yıldan sonra olsa dahi idareye zararın tazmini için başvurabilir demek bana biraz garip geldi.)

3- Bu tür maluliyet ya da ölüm hadiselerinden kaynaklı maddi manevi tazminat davaları tam yargı davası dava şartı olan idari başvuru sürecinden sonra zararın tazmin edilememesini müteakip olarak direk olarak AYİM 2. dairede açılıyor.

4- Kişi Jandarma, askerlik şubesi görevlisi, Sahil Güvenlik Komutanlığı mensubu ise husumet İçişleri bakanlığına, diğer kuvvet komutanlıklarına bağlı bir askeri personel ise de Milli Savunma Bakanlığı'na yöneltiliyor ancak yine aynı idari başvuru süreci ve yine AYİM 2. daire.

Tespit ettiğim hususlar doğru ve güncel midir?

Saygılarımı ve teşekkürlerimi sunarım.

Alıntı:
Yazan Av.Şenel DELİGÖZ
T.C. Askeri Yüksek İdare Mahkemesi
2.Dairesi

Esas: 2001/367
Karar: 2001/934
Karar Tarihi: 26.12.2001

ÖZET: Davacı hakkında verilmiş kat'i bir sağlık kurulu raporu olmadan, başka bir ifade ile kesin zarar tespit edilmeden henüz tedavisinin devam etmekte olduğu aşamada ön karar tesisi için idareye yapılan başvurunun kanunun öngördüğü anlamda bir başvuru sayılamayacağı ve incelenme kabiliyetinin bulunmadığı, buna dayanılarak açılan tam yargı davasının da erken açılan dava niteliğinde olduğu sonucuna varılmıştır.



(1602 S. K. m. 43)

Davacı vekilleri 28 Şubat 2001 tarihinde kayda geçen dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin Marmaris İlçe Jandarma Komutanlığında er olarak askerliğini yapmakta iken 22 Aralık 1999 günü Çamaşırhanedeki çamaşırları yıkayıp kurutma makinesine attığı, çamaşırları kuruttuktan sonra makineyi durdurmakta iken önceden böbreğinde tespit edilen taşa bağlı olarak tutan sancısının etkisiyle sol kolunu makineye kaptırdığını, sevk edildiği Marmaris Devlet Hastanesince İzmir Mevki Askeri Hastanesince gönderildiğini, bu hastanede gerekli ve yeterli tedavisinin yapılmadığını, tedavilerine GATA Haydarpaşa Askeri Hastanesinde devam edildiğini, en son 26.1.2001 tarihinde hava değişimi aldığını, halen hava değişimini kullandığını, müvekkilinin son durumunu belirtir bir rapor almak üzere GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesince başvuruda bulunduğunu, ancak Hastane ilgililerince Bakanlığın veya Mahkemenin bu hususta bir talebi olduğunda verilebileceğinin belirtilerek istemini reddettiklerini, olay nedeniyle müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalınarak koşulu ile 6.500.000.000.TL. maddi, 10.000.000.000.TL. manevi tazminat istemi ile işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Dava dosyasının Başsavcılık düşüncesine bağlanarak Dairemize tevdi edilmesi üzerine; davacı vekilinin müvekkiline son durumunu bildirir bir rapor verilmediğini ileri sürmüş bulunması, nedeniyle 14 Kasım 2001 tarihinde davacı vekillerine yazılan ara kararı ile davacının kesin zararının tedavileri sonunda davacı hakkında düzenlenecek <Askerliğe Elverişli Değildir> veya <Askerliğe Elverişlidir> kararlı raporla tespit edebileceğinden böyle bir rapor varsa bu raporun, böyle bir rapor düzenlenmemiş ve tedavisi devam etmekte ise en son sağlık kurulu raporunun mahkememize gönderilmesi istenmiş ise de ara kararımıza bu güne kadar cevap alınamamıştır.

Diğer taraftan aynı tarihte davacının bağlı bulunduğu Pasinler Askerlik şubesine yazılan ara kararımızla, İzmir Mevki Askeri Hastanesinin 5.1.2000 gün ve 215, GATA Haydarpaşa Askeri Hastanesinin 3.5.2000 gün ve 2347, 28.6.2000 gün ve 3553, 19.10.2000 gün ve 6544, 3.5.2000 gün ve 2347 sayılı raporlar ile bunlardan başka anılan yaralanma ile ilgili olarak ve özellikle <Askerliğe Elverişlidir> veya <Askerliğe Elverişli Değildir> şeklinde davacı hakkında düzenlenmiş rapor varsa bu raporun gönderilmesi istenmiş, anılan raporlardan başka GATA Haydarpaşa Askeri Hastanesince düzenlenmiş bulunan 26.1.2001 gün ve 556 sayılı olup SMK iki ay, 20.4.2001 gün ve 2467 sayılı olup 1.5 ay, 15.6.2001 gün ve 3328 sayılı olup SMK 1 ay, 13.8.2001 gün ve 4711 sayılı olup SMK 2 ay hava değişimine ait hasta çıkış belgelerinin gönderildiği anlaşılmaktadır.

Davacılar vekilinin 3.11.2000 tarihinde idareye (MSB) başvuruda bulunduğu, başvuruya idarece cevap verilmemesi üzerine 28 Şubat 2001 tarihinde kayda geçen dilekçe ile işbu tam yargı davasının açıldığı anlaşılmakta ise de, dava açıldıktan sonra davacıya 20.4.2001 tarihinde SMK 1.5 ay, 15.6.2001 tarihinde SMK 1 ay, 13.8.2001 tarihinde de SMK 2 ay hava değişimi verildiği ve tedavisinin devam ettiği, dolayısı ile davacı hakkında verilmiş kat'i bir sağlık kurulu raporu olmadan, başka bir ifade ile kesin zarar tespit edilmeden henüz tedavisinin devam etmekte olduğu aşamada ön karar tesisi için idareye yapılan başvurunun kanunun öngördüğü anlamda bir başvuru sayılamayacağı ve incelenme kabiliyetinin bulunmadığı, buna dayanılarak açılan tam yargı davasının da erken açılan dava niteliğinde olduğu sonucuna varılmıştır.

Davacı hakkında tedavi sonunda sağlık kurulu tarafından tanzim olunacak kesin raporun alınmasından ve bu raporun ilgili makamlar tarafından onaylanmasından itibaren 1602 Sayılı Kanunun 43 ncü maddesi gereğince bir yıl içinde ilgili kuruma müracaat edilerek ön karar tesisi ile bu kararın tebliğinden itibaren altmış gün içinde yeniden tam yargı davasının açılabileceği hususunun davacı vekiline hatırlatılması da uygun görülmüştür.

Bu itibarla zamanından önce açıldığı tespit olunan ve bu nedenle inceleme kabiliyeti bulunmayan davanın REDDİNE. (¤¤)



Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları