Mesajı Okuyun
Old 24-05-2016, 11:20   #1
aacankaya

 
Mesaj Cübbemi Giyemeden Yaşadığım HAGB Sıkıntısı

Meslek hayatım boyunca sık sık karşılaşacağım söylenen "derdimi bir türlü anlatamıyorum!" hissi ile henüz cübbemi giyme fırsatı bulamadan karşı karşıya kalmanın verdiği garip hissiyat ile saygıdeğer üstadlarımı selamlarım.

Bir süre önce darp edilen bir kadını kurtarmak için çabalarken iki kişi tarafından vücutta kemik kırığı oluşacak şekilde, sopalarla darp edilmemin akabinde açılan ve katılan sıfatıyla yer aldığım yargılama bugün itibariyle Hakimin sanıklar hakkında HAGB kararı vermesi ile sona erdi.

Forumda da sıkça karşılaştığım üzere benim sıkıntım da CMK 231/6-c maddesinde düzenlenen maddi zararın karşılanması koşulunun gerçekleşmemesine rağmen Mahkemece sanıklar hakkında HAGB kararına hükmedilmesi...

Ancak vücudumda oluşan kemik kırığının tedavisi esnasında ve esnasında gerçekleşen fizik tedavi süresince maddi zararın meydana geleceği son derece açık ve hayatın olağan akışına uygun olmasına rağmen -ki yaşadığım uzun süreli tedavi sürecinde de bir dönem sağlık sigortamın kesilmesi nedeniyle bir miktar zararım doğdu- gerçekleştirilen yargılama esnasında ilk celsede maddi zararım yoktur demiş bulundum. Akabinde ise sürekli olarak Mahkemeye maddi zararın doğduğunu izah etmek üzere çabalamama rağmen en son iş "o zaman faturaları getir." noktasına kadar geldi. Tedavi gördüğüm hastanelere gittiğimde ise belki arşive gitmek istemediklerinden belki de doğru olduğundan "biz evrakları SGK ya gönderiyoruz o yüzden bizde mevcut değil." cevabı aldım ve her türlü çabama rağmen yapmış olduğum harcamalara ilişkin fatura örneklerini temin edemedim. Söz konusu durumu da Mahkemeye yazılı olarak bildirdim ve ödediğim bedellere ilişkin fatura örneklerinin Mahkemeye celp edilmesine karar verilmesini talep ettim. Karar duruşmasında ise Mahkeme özellikle bu durumu sordu verdiğim cevap üzerine ise ilk celsede bir anlık gafletle maddi zararım yoktur demiş olmama da değinerek "Anladığımız kadarıyla ne ödediğin, ne zaman ödediğin, ne kadar ödediğin karışık. Yargıtay kararları üstün körü bir araştırmayla saptayabilirsen sapta diyor. O yüzden senin durumun karışık ve ayrıntılı araştırma gerektirir." gerekçesi ile faturaların celbi talebimi reddi.

Duruşmadan çıkıp hemen bilgisayarın başına geçtim, ilk iş HAGB Kararına itiraz için bir süre tutum dilekçesi hazırladıktan sonra ve Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 2009/36259 Karar 2011/37791 Esas sayılı bozma ilamını okudum ve anladığım şu: Ceza Hakimi zararın doğup doğmadığını tespit ettikten sonra zararın miktarını yüzeysel bir araştırma ile tespit eder ve sanığa sorarak maddi zararı tazmin edip etmeme iradesini sorar. Buradaki amaç sanığın yaşanan olay nedeniyle doğan mağduriyeti giderme(iyi niyet) niyetinin olup olmadığının saptanmasıdır. Yoksa katılanın amacı zararının tazmin edilmesi olsa suç uzlaşma kapsamındaysa uzlaşma teklifinde bu talebini dile getirir(Hukuk mahkemelerinde tazminat dava açma hakkından dahi bahsetmeye gerek yoktur.)

Velhasıl kelam maddi zarar miktarının tespitinin derin araştırma gerektirmesi nedeniyle(Böyle bir gerekçe halinde zaten Ceza Hakimince zararın doğmuş olduğu ancak miktarının belirlenmesinin zor olduğu kabul edilmekte.) zararımızın doğup doğmadığı hususuna değinilmeden sanıklar hakkında HAGB kararı verilerek davamız bitirildi. İzlenecek yol belli ancak çıkacak sonuçta üç aşağı beş yukarı belli. Ya CMK hükümleri ile Yargıtay kararlarını ben yanlış değerlendirmekteyim(böyle bir durum halinde bilgi ve tecrübelerinizi aktaracağınızdan emin olduğum için foruma yazma ihtiyacı hissettim.) ya da... ya dası sıkıntılı bir durum.

Biraz hikaye gibi oldu ama hem içimi döküp bir nebze dertleşmek hem de bir kaç soru sorabilmek adına şimdilik konu açılış mesajımız bu şekilde oldu.

Tüm üstadlarıma şimdiden teşekkür ederim.