Mesajı Okuyun
Old 21-04-2016, 16:03   #1
Av. İbrahim Şen

 
Varsayılan Soruşturmanın gizliliğini ihlal, Yalan haber yapma, İftira

müvekkilim, kamuoyunda infial yaratan bir olayın şüphelisi olarak gözaltına alındı ve tutuklandı.

dosyada gizlilik kararı var. buna rağmen gözaltı sürecinden sorgu ve tutukluluk sürecine kadar, şüphelilerin tüm aşamalardaki ifadeleri basında, biraz da çarpıtılarak çarşaf çarşaf yayınlandı.

özellikle sorgudan sonraki gün ulusal bir gazete, müvekkilimin hiç söylemediği sözler, sanki o söylemiş ve suçu işlediğini kabul etmiş gibi yayınlandı. üstelik müvekkilimin ve diğer şüphelilerin isim ve soyisimleri açıkça yazılarak yapıldı bu haber. hem açıkça soruşturmanın gizliliği ihlal edildi hem de alenen yalan haber yapıldı.

tabi bu haberi, aynı kaynaktan bir çok gazete ve internet sitesi de yayınladı.

şimdi bu haberi yapan gazeteciye suç duyurusunda bulunmak istiyorum. TCK 267'ye göre iftira suçunun ve yine TCK 285'e göre gizliliğin ihlali suçlarının oluştuğunu düşünüyorum.

ama yine de bu konuda tecrübesi olan meslektaşlarımdan fikir almak istiyorum. benim değerlendirmem bahsettiğim iki suçun oluştuğu yönünde. benim gibi ya da benden farklı düşünen meslektaşlarımın gerekçeli yanıtlarını bekliyorum.

TCK da yapılan haberin uyduğu başka bir hüküm var mıdır? ayrıca Basın Kanununda ve diğer mevzuatlarda bu eyleme uyan hükümler ve bu kanunlar yönünden izlenecek bir yol var mıdır?

yapılan haberin suç unsuru taşıdığı yönünde mutabık isek, haberi yapan gazeteci dışında cezai/hukuki sorumluluğu bulunan başka kimse (yazı işleri müd., gen. yay. yön. vs) var mıdır?

haberi, kaynak göstererek yayınlayan diğer gazete ve sitelerin herhangi bir sorumluluğu var mıdır?

konuda deneyimi bulunan meslektaşlarımla, olayda önce cezai sorumluluğu tartışmak, daha sonra aynı başlık altında hukuki sorumluluğu tartışmak isterim