Herkese merhaba,
Yüklenici inşaat şirketinden daire satın alan kişi, şirketin iflas etmesi sonucu ne daireyi ne de ödediği parasını alabiliyor. İnşaat şirketi, iflastan önce tüm mallarını muvazaalı olarak ilişki içerisinde bulunduğu başka bir şirkete devretmiştir. Daire satın alan kişi, yüklenici şirket ile aralarında yaptıkları sözleşme ve tahsilat makbuzu ile icra takibi yapar ve şirket adına kayıtlı bir mal olmadığı için, muvazaalı devir yaptığı diğer şirketle birlikte her ikisine tasarrufun iptali davası açar.
Ancak yüklenici şirket, daire alan şahsa yaptığı sözleşmeyi, diğer şirkete tapularını devrettiği tarihten sonra tarihli yapmıştır. yani yüklenici şirket, tapuların başkasına devredildiğinden habersiz olan bu kişiden, durumu gizleyerek bir hafta sonra tarihli sözleşme ve makbuz düzenleyip vermişlerdir.
Durumu bilmeyen bu şahsın açmış olduğu tasarrufun iptali davası, davacının sözleşmesinin, yüklenici firmanın tapuları diğer şirkete devrettiği tarihten sonraki tarihli olduğu gerekçesi ile ilk duruşmada, daha tüm deliller toplanmadan reddedilmiştir.
Tasarrufun iptali davasının ön şartı diye, sonraki tarihli sözleşme nedeniyle reddedilmesi hakkındaki görüşlerinizi almak istedim (halbuki davacı, danışıklı devirlerden önce daireyi almış ve parayı ödemiştir ama yüklenici firmanın oyalaması sonucu sözleşmeyi geç yapmışlardır. Bu durum tanıklarla ispat edilebilirdi. Zaten dava, muvazaa nedenine dayalı tasarrufun iptali olarak açılmış ama yine de reddedilmiştir).
Davacı muvazaaya dayalı alacak davası şeklinde davasını tekrar açsa yine aynı sorunu yaşar mı? Muvazaalı devirden sonra tarihli sözleşmenin kötüniyetli olarak geç tarihli düzenlendiğini, alım satım işinin muvazaalı devirden öncesine ait olduğunu tanık delili ile ispatlama imkanı olabilir mi?
Mağdur olan davacı, alacağını nasıl kurtarabilir? Yüklenici firma batık olduğu için, danışıklı devralan diğer şirkete yönelmenin yolu nedir mevcut durumda?