Mesajı Okuyun
Old 01-02-2016, 15:01   #5
GÜLSÜM ÖNAL

 
Varsayılan

''..Borçlunun temerrüde düşmesi için alacaklının ihtarına gerek bulunmayan ve bir kısmı az yukarıda sayılan hallerden, somut olay bakımından önem taşıyan, borcun bir haksız fiilden veya sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanmış olması halidir.

Belirtilmelidir ki, haksız fiilde ve sebepsiz zenginleşmede temerrüt için ihtarın gerekmediği yolunda açık bir yasa hükmü yoktur. Ancak, müşterek hukukun ""Gaspeden daima temerrüt halindedir"" şeklindeki genel ilkesi, günümüzde de uygulama yerine sahiptir. Bu ilkeye göre, haksız fiilin faili ve sebepsiz zenginleşen daima temerrüt halinde bulunduğu için, zaten gerçekleşmiş olan temerrüdü sağlamak üzere alacaklının bunlara ayrıca bir ihtarda bulunması gerekmez.

Haksız fiilden doğan tazminat borçlarında, temerrüdün haksız fiil tarihinde kendiliğinden gerçekleşeceği konusunda öğreti ve Yargıtay'ın kararlılık kazanmış uygulaması birbirine paralel olduğu halde; sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan iade borcunda temerrüdün ihtar gerekmeksizin zenginleşme tarihi itibariyle oluşacağına dair öğretideki görüşün Yargıtay uygulamasında genel bir kabul görmediği; Yargıtay'ın bazı Dairelerinin, sebepsiz zenginleşmede dahi borçlu temerrüdünün gerçekleştiğinin kabul edilebilmesi için alacaklının ihtarının varlığını aradığı; buna karşılık, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve diğer bazı dairelerinin öğretiye paralel olarak, bu gibi hallerde ihtar gerekmeksizin zenginleşme tarihinde temerrüdün gerçekleşeceğini kabul ettikleri görülmektedir. ( Örneğin, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 13.11.1991 gün ve Esas: 1991/11-303, Karar: 1991/567 sayılı ). T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2003/13-787 K. 2003/774 T. 17.12.2003


''..ödenen çek bedellerinin istirdadına ve ödeme tarihinden itibaren de talep dikkate alınarak faize karar verilmek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. ..''T.C.YARGITAY 19. HUKUK DAİRESİ E. 2014/14775 K. 2015/308 T. 15.1.2015