Mesajı Okuyun
Old 29-01-2016, 23:33   #3
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

ZAMANAŞIMI:
KARAYOLLARI TRAFİK KANUNU
MADDE-109 (1) Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar.

(2)Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.


Maddi hasarlı trafik kazalarında 2 yıllık zamanaşımı süresi “zararın ve tazminat yükümlüsünün öğrenildiği “ tarihten başlar. Tazminat yükümlüsünün kazanın olduğu gün öğrenilmesi mümkün olmayabilir. Fakat araç sahibi kendi elindeki araçta zarar doğup doğmadığını doğmuşsa ne şekilde bir zarar olduğunu ( değer kaybı da dahil olmak üzere) olay gününde anlaması çoğu kez mümkün olabilir. Onun içindir ki Yargıtay’ın rastladığım kararlarında aşağıdaki kararda olduğu gibi 2 yıllık zamanaşımının başlangıç süresi olayın olduğu gün olarak ele alınmakta.

Zararın öğrenilmiş sayılması için varlığını niteliğini ve temel unsurlarını belirleyecek bilgilerin dava açacak derecede öğrenilmiş olması gerekir. Tazminatın hesabına yarayacak bütün ayrıntıların bilinmesi aranmaz. Bu hususu hakim dürüstlük kuralı ışığında her somut olay bakımımdan belirleyecektir.(Kemal OĞUZMAN,Turgut ÖZ,Borçlar Hukuku Genel Hükümler 2014,sh:72” “ zarar görenin zararı öğrenmesi demek,kural olarak zararın kapsamına değil varlığına taallük eder. Yoksa tazminatın hesabına yarayacak bütün ayrıntıların (zararın miktarının ) bilinmesi aranmaz.Zararın varlığı,niteliği ve esaslı unsurları hakkında bir dava açmaya ,davayı ciddi ve objektif şekilde desteklemeye ve davanın gereçlerini göstermeye elverişli yeterli hal ve şartların öğrenilmesi ,zararın öğrenilmesi için yeterlidir. (4.HD. 04.12.1986 E.6073 K.8188)” (Turgut UYGUR, Türk Borçlar Kanunu Şerhi,2013,C:1 sh:528)

Bu açıklamalara göre de, özellik arz eden bir durum söz konusu değilse,araçtaki değer düşüklüğü nedeniyle doğan zararın varlığının öğrenilmesi için eksper raporunun beklenmesine gerek bulunmadığı,bu zararın varlığının olay günü itibariyle anlaşılabileceği kanısındayım.Av.Denizcan Sarıkaya'nın görüşüne katılıyorum.

YARGITAY
17. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2014/13601
Karar Numarası: 2014/15914
Karar Tarihi: 13.11.2014

TRAFİK KAZASINDAN KAYNAKLANAN TAZMİNAT İSTEMİ
ŞİRKETE AİT ARAÇLARIN BULUNDUĞU OTOPARKA DAVALININ İŞLETENİ VE SÜRÜCÜSÜ OLDUĞU ARACIN GİRMESİ İLE BAZI ARAÇLARDA HASAR MEYDANA GELDİĞİ
HASARLARIN SİGORTA ŞİRKETİNCE KARŞILANDIĞI ANCAK DEĞER KAYBININ KARŞILANMADIĞI
ÖZETİ: Somut olayda, maddi hasarlı trafik kazası 08.12.2010 tarihinde meydana gelmiş, ıslah dilekçesi ise 09.07.2013 tarihinde verilmiştir. Islah dilekçesi davalı vekiline 26.07.2013 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı vekili 06.09.2013 tarihinde verdiği dilekçesiyle ıslah edilen miktara karşı ve süresi içinde zamanaşımı def’i bulunmuştur. Kısmi davada, zamanaşımı yalnızca dava açılan kısım için kesildiğinden ve geriye kalan meblağ için işlemeye devam ettiğinden, ıslahla arttırılacak miktar için de zamanaşımı süresinin dolmamış olması gerekir. BK.’nun 133. maddesinde sayılan zamanaşımını kesen sebeplerin dava konusu olayda uygulama olanağı bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece, kazanın meydana geldiği tarihten itibaren ıslah tarihine kadar iki yıllık zamanaşımı süresi dolmuş olup, ıslah ile artırılan miktar yönünden talebin zamanaşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı T. Nakliye ve Tic.Ltd.Şti. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
Karar: Davacı vekili, müvekkili şirkete ait araçların bulunduğu otoparka, davalı tarafın işleteni ve sürücüsü olduğu aracın girmesi ile bazı araçlarda hasar meydana geldiğini, hasarların sigorta şirketince karşılandığını ancak değerkaybının karşılanmadığını ileri sürerek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL.nin tahsilini istemiş ıslah ile talebini toplam 26.100,00 TL'ye yükseltmiştir.
Davalı T. Nakliye ve Tic.Ltd.Şti. Vekili, taleplerin fahiş olduğunu, ıslah edilen miktarın zamanaşımına uğradığını bildirerek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere, benimsenen bilirkişi raporuna ve tarafların kusur durumuna göre, 26.100,00 TL'nin tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı T. Nakliye ve Tic.Ltd.Şti. vekilince temyiz edilmiştir.
1- Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıpdeğerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı T. Nakliye ve Tic.Ltd.Şti. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Dava, trafik kazasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
2918 Sayılı KTK.’nun 109/1. maddesi uyarınca, motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar.
Somut olayda, maddi hasarlı trafik kazası 08.12.2010 tarihinde meydana gelmiş, ıslah dilekçesi ise 09.07.2013 tarihinde verilmiştir. Islah dilekçesi davalı vekiline 26.07.2013 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı vekili 06.09.2013 tarihinde verdiği dilekçesiyle ıslah edilen miktara karşı ve süresi içinde zamanaşımı def’i bulunmuştur. Kısmi davada, zamanaşımıyalnızca dava açılan kısım için kesildiğinden ve geriye kalan meblağ için işlemeye devam ettiğinden, ıslahla arttırılacak miktar için de zamanaşımı süresinin dolmamış olması gerekir. BK.’nun 133. maddesinde sayılan zamanaşımını kesen sebeplerin dava konusu olayda uygulama olanağı bulunmamaktadır.
Bu durumda mahkemece, kazanın meydana geldiği tarihten itibaren ıslah tarihine kadar iki yıllık zamanaşımı süresi dolmuş olup, ıslah ile artırılan miktar yönünden talebin zamanaşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

Sonuç: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı T. Nakliye ve Tic.Ltd.Şti. Vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı T. Nakliye ve Tic.Ltd.Şti. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı T. Nakliye ve Tic.Ltd.Şti'ne geri verilmesine 13.11.2014 gününde oybirliği ile, karar verildi.
www.legalbank.net