Mesajı Okuyun
Old 28-01-2016, 18:10   #5
halit pamuk

 
Varsayılan

aksi yönde Yargıtay kararı:

Senetle ispatı gereken hususlarda karşı tarafın açık muvafakati halinde tanık dinlenebilir.
Somut olayda davacı ile tarafların murisleri babaları arasında yapılan tarla satışı senede bağlanmıştır. Söz konusu senette, 10 dekar taşınmazın muris tarafından davacıya satıldığı ve parasının alındığı belirtilmiştir. Davalılar ise senette bahsi geçen taşınmaz yerine davacının eşine başka bir taşınmaz verildiğini beyan etmişlerdir. Bu durumda ispat yükü davacıya söz konusu taşınmaz yerine başka bir taşınmaz verildiğini iddia eden davalılara düşmektedir. Davalılar bu iddialarını da senede karşı senetle ispat kuralı gereği yazılı delil ile ispat etmelidirler.
Bundan ayrı olarak davacı taraf delil listesinde açıkça yemin deliline dayanmamış olmasına karşın 13.11.2014 tarihli celsede mahkemece, davacı vekilinin her türlü yasal delil kapsamında yemin deliline dayanmış olması nedeniyle davalılara yönelteceği yemin metnini sunması için kesin süre verilmiş, davacı vekili 21.11.2014 havale tarihli dilekçesi ile ispat yükünün davalı tarafta olduğu belirtilerek kesin süre verilmiş olması nedeniyle yemin metnini sunmuş, bu metin çerçevesinde davalılar yemin etmiş ve mahkemece yemin delilinin kesin delil olduğunu, yemine konu olayların kabul edilmesi gerektiği de belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Bir vakıayı ispat yükü kendisine düşen taraf o vakıayı başka delillerle ispat edemezse diğer tarafa yemin teklif eder. Yemin teklifini ispat yükü kendisine düşen taraf yapar. Yemin teklifine dayanan taraf bunu dava dilekçesinde veya cevap dilekçesinde açıkça belirtmesi gerekir. Mahkeme ancak bu halde (dava dilekçesinde veya cevap lahiyasında yemin deliline dayanıldığının bildirilmesi halinde) yemin teklifini hatırlatmakla yükümlüdür. Davacı tarafın açıkça yemin deliline dayanmamasına rağmen mahkemece yemin metnini sunması için davacı tarafa kesin süre verilip sonucu dairesinde karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
Uyuşmazlıkta ispat yükünün yukarıda belirtilen ilkeler gereğince davalı tarafta olduğu anlaşıldığından, davalı tarafın delilleri değerlendirilerek sonucu dairesinde hüküm tesisi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile ispat yükünün davacıda olduğu kabul edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerekirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.02.12.2015 (3. Hukuk Dairesi 2015/12261 E. , 2015/19517 K.)