|
Alıntı: |
|
|
|
|
Yazan Av. Hulusi Metin |
|
|
|
|
|
|
|
1.Yargıçların dilekçeleri okumadığı “yaygın şikayeti” ne derece doğru?
2.Bir yargıç bir dilekçeyi neden dikkatlice okumaz?
3.Dilekçe güzel bir Türkçe ile, akıcı bir dille, özlü ve gerekçeli yazılmış mı?
4.Dilekçe yargıcın ilgisini çekecek nitelikte mi?
|
|
|
|
|
|
Aslında üstteki dört sorunun temelinde avukatlar düzgün dilekçe yazmasını biliyorlar mı ki hakimler dilekçeleri okusunlar şeklinde bir yorum bulunduğunu düşünüyorum. Bu konuda maalesef ben de şikayetçiyim. Mühendislik gibi bölümlerden mezun olanlar -aslında bu bile kabul edilemez- komposizyon yeteneğinden yoksun olabilir ama bir hukuk fakültesi mezununun komposizyon yeteneğinin olmaması inanılmazdır. Yeni başlayan avukatlara -5 yıllık tecrübeliler de dahil- bakıyorum bırakın komposizyon yeteneğini meramını ifade etmekten mahrumlar. Dilekçe yazacağı zaman anlatıyorum vs. vs. talep edeceksin diye yazdığı dilekçeye bakıyorum; facia! Paragrafın başında bir talepten başlamış sonunda başka bir talepten çıkmış. Neyi istemiş, neyi anlatmış kendisi bile anlamamış.
Komposizyonda olduğu gibi her dilekçede de -şekli şartlar bir yana- giriş, gelişme ve sonuç bölümleri bulunur. Yazı dilinin kendine has kuralları vardır. Konuşma diliyle yazı yazılmaz. Nesir şeklinde yazdığınız yazı güzelse okuyan ayrıca dikkat gösterir. Entelektüel bilginiz olduğu görülür ve yazdıklarınız ciddiye alınır. Sıradan bir ağızla yazılan yazıyı, hele imla ve gramer hataları yapıyorsanız kimse ciddiye almaz. (Hukuk mezunu olup "ne.. ne.." tümlecini kullandığı cümlenin olumsuz bitemeyeceğini bilmeyenler var.)
Meselenin hakim yönüne gelirsek; tarafların dörder sayfalık dilekçeleri (asgari diyorum bu sayının üstünde olanlar çok) üzerinden hesap yaparsak, günde 50 dava, toplayın 400 sayfa eder. Yani her gün 500 sayfalık kitap okumak ve hatta anlayarak okumak zorunda olduğunuzu düşünün. Özensiz, şekilsiz, kuralsız ve daha çok kahvede tartışma ortamında konuşur gibi yazılmış dilekçeyi hangi hakim sıkılmadan sonuna kadar okuyabilir?
Hakimlere eleştirim ise ne kadar yukarıda anlattığım kurala uygun yazsam da dilekçenizi okudum avukat bey dese de okumadığını, okusa da anlamadığını görüyorum. Kanun maddelerini yazınca bize kanun mu öğretiyorsun, açıklamaya çalışınca yazılı usül var dinlemek zorunda değilim diyen hakimlere rastlıyorum. Maalesef hakimler - özellikle de 2010 sonrası göreve başlayanlar-mevzuatı tam bilmiyor, araştırmıyor, öğrenmiyor ve Yargıtay karar versin diye dosyayı başından savıyorlar.
Yukarıda bir meslektaşımın belirttiği gibi yargıçlık bir hobi değildir. O makamı işgal ediyorsan hakkını vereceksin.