Mesajı Okuyun
Old 15-11-2015, 13:19   #2
sibelokandan

 
Varsayılan

T.C YARGITAY
1.Hukuk Dairesi
Esas: 2010 / 6765
Karar: 2010 / 7927
Karar Tarihi: 05.07.2010

TAPU İPTAL VE TESCİL DAVASI - MURİS MUVAZAASI - DAVADA TEREKEYİ TEMSİL ETMEK ÜZERE YETKİ ALMASI İÇİN TEREKE TEMSİLCİSİNE SÜRE VERİLEREK DAVANIN GÖRÜLEBİLİRLİK KOŞULUNUN YERİNE GETİRİLMESİNDEN SONRA ESAS YÖNÜNDEN HÜKÜM KURULMASI GEREĞİ - HÜKMÜN BOZULMASI


ÖZET: Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve mirasçılar adına tescili isteğine ilişkindir. Hal böyle olunca, bu davada terekeyi temsil etmek üzere yetki alması için tereke temsilcisine süre verilerek davanın görülebilirlik koşulunun yerine getirilmesinden sonra, işin esası yönünden bir hüküm kurulması gerekirken, anılan husus gözardı edilerek karar verilmiş olması doğru değildir.
(818 S. K. m. 18) (4721 S. K. m. 403, 477)

Dava: Taraflar arasında görülen davada;

Davacı, Tereke temsilcisi, miras bırakan G.'ün 462, 643, 926 ve 928 parsel sayılı taşınmazlardaki miras payları ile 836 parsel sayılı taşınmazın tamamını muvazaalı olarak davalı H.'a temlik ettiğini, H.'ın da 462 parseldeki payını davalı H.'e trampa ettiğini, işlemlerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapuların iptali ile mirasçılar adına tescili isteğinde bulunmuştur.

Davalı Hasan, 16.12.2009 havale tarihli dilekçe ile davayı kabul ettiğini beyan etmiştir. Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.

Mahkemece, muvazaa iddiası sabit görülerek, davanın kabulüne kararverilmiştir.

Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi Ülkü Akdoğan'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.

Karar: Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve mirasçılar adına tescili isteğine ilişkindir.

Mahkemece, davanın kabulüne kararverilmiştir.

Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; Lapseki Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/99 E - 139 sayılı bir kısım mirasçılar tarafından muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı ve terekeye iade istekli olarak açılan davayı takip etmek üzere O. K.'ın tereke temsilcisi olarak atandığı, ancak açılmamış sayılmasına dairverilen kararın 9.11.2009 tarihinde kesinleştiği, tereke temsilcisi O. K.'ın aynı iddia ile önceki kararın kesinleştiği 9.11.2009 tarihinde eldeki davayı açtığı, mahkemece muvazaa iddiası sabit görülerek, davanın kabulüne kararverildiği anlaşılmaktadır.

Tereke temsilcisi tarafından açılan davanın esasına girilerek kararverilmişse de; Lapseki Sulh Hukuk (Tereke Hakimliği) Mahkemesinin 2007/3 Esas - 6 karar sayılı ilamında, muris G. Ş. terekisini Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/66 Esas sayılı tapu iptal tescil davasında temsil etmek üzere O. K.'ın temsilci olarak atandığı sabittir.

Türk Medeni Kanununun 403 ve 477 maddeleri dikkate alındığında, tereke temsilcisi O. K.'ın yetkesinin (2007/3-6 Esas-Karar sayılı ilamla), açılmamış sayılmasına kararverilen 2007/66 Esas sayılı davayı takiple sınırlı olduğu, eldeki davada temsil yetkisi bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.

Hal böyle olunca, bu davada terekeyi temsil etmek üzere yetki alması için tereke temsilcisine süre verilerek davanın görülebilirlik koşulunun yerine getirilmesinden sonra, işin esası yönünden bir hüküm kurulması gerekirken, anılan husus gözardı edilerek yazılı olduğu üzere kararverilmiş olması doğru değildir.

Sonuç: Davalının, bu yöne değinen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenle HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 05.07.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)