Mesajı Okuyun
Old 08-10-2015, 10:07   #2
Av. Mehmet Cangül

 
Varsayılan

Sanıyorum ki şu kararı arıyorsunuz. Ancak kararın esas numarası 2005/11164'tür.

Alıntı:
ÖZET: Davacı vekili, müvekkiline ait sigortalı aracın hırsızlık sonucu elinden çıktığını, ileri sürmüş, mahkemece de olayın hırsızlık suçunu oluşturup kasko sigortası teminatı kapsamında olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir Emniyeti suiistimal eylemleri kasko sigortasının konusunu oluşturmamaktadır. Olayda araç dava dışı üçüncü kişi tarafından deneme amacı ile kullanılırken araç kaçırılmıştır. Buna göre, davacıya ait sigortalı aracın emniyeti suiistimal nedeniyle zarara uğradığının anlaşılması karşısında gerçekleşen bu zararın sigorta teminatı kapsamında olmadığının kabulü ile davanın karar verilmesi gerekir.


(765 S. K. m. 508) (Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartları A.5)

Taraflar arasında görülen davada Beyoğlu Asliye 1. Ticaret Mahkemesi'nce verilen 05.05.2005 tarih ve 2004/406-2005/152 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, müvekkili tarafından davalı sigorta şirketine sigortalanan aracının çalındığını, yapılan bildirime rağmen davalının tazminatı ödemediğini iddia ederek 93.000.000.000 TL sigorta bedelinin ödememe beyanından itibaren işleyecek temerrüt faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, müvekkili tarafından hırsızlık suçlarına karşı aracın teminat altına alındığını, olayda davacının ağır kusuru olduğunu ve emniyeti suiistimal suçu söz konusu olduğundan hasarın teminat kapsamında olmadığını, aşkın sigorta hükümlerinin uygulanması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, sunulan kanıtlar, bilirkişi raporu değerlendirilerek, hırsızlık suçunun ifade ettiği şekilde, dar yoruma tabi tutulmasının sigorta hukuku yönünden doğru bir yorum olmayacağı, teminat dışında kalan hallerin düzenlendiği Genel Şartlar A.5.6 maddesinde belirtilen özel durumların olayda söz konusu olmaması nedenleriyle aşkın sigorta hükümlerinin uygulanması yolu ile davanın kısmen kabulü ile, 82.666.900.000 TL'nin 30.09.2003 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, kasko poliçesi ile sigortalanan aracın çalınması nedeniyle sigorta bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

Davacı vekili, müvekkiline ait sigortalı aracın hırsızlık sonucu elinden çıktığını, ileri sürmüş, mahkemece de olayın hırsızlık suçunu oluşturup kasko sigortası teminatı kapsamında olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de, Kasko Sigorta Genel Şartları'nın sigortanın kapsamını ve konusunu belirleyen A-l maddesine göre, kazalar ile üçüncü kişilerin kötüniyetli davranışları, aracın yanması, çalınması veya çalınmasına teşebbüsten doğan zararlar sigortanın konusunu oluşturmaktadır. Bu düzenlemeden açıkça anlaşılacağı üzere TCK'nın 508 ve onu izleyen maddelerinde yer alan emniyeti suiistimal eylemlerinin kasko sigortasının konusunu oluşturmadığı anlaşılmaktadır. Somut olayda; davacı aracın anahtarını teslim etmiş ve araç dava dışı üçüncü kişi tarafından deneme amacı ile kullanılırken araç kaçırılmıştır. Hırsızlık eyleminin gerçekleşmesi için başlangıçta rızaya dayalı bir teslim olmaması koşulu aranmaktadır. Buna göre, davacıya ait sigortalı aracın emniyeti suiistimal nedeniyle zarara uğradığının anlaşılması karşısında gerçekleşen bu zararın sigorta teminatı kapsamında olmadığının kabulü ile davanın karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 20.11.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)