Mesajı Okuyun
Old 04-10-2015, 18:45   #2
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan sailor1981
Yargıtay 1. HD. 2013/21772 sayılı ilamını arıyorum?herkese kolay gelsin

T.C.

YARGITAY

1. HUKUK DAİRESİ

E. 2013/21772

K. 2014/341

T. 15.1.2014

DAVA : Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne dair olarak verilen karar davalı vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi B. B.'ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

KARAR : Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ile tescil istemine ilişkindir.

Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; miras bırakan H. E.'in 124 ada 13 parsel sayılı taşınmazdaki payını 22.5.1990 tarihinde davalı oğluna devrettiği,19.10.1993 tarihli trampa sonucu 136 ada 8 parseldeki 1 numaralı bağımsız bölümde davalının 31/2000 oranında pay sahibi olduğu,1914 doğumlu olan murisin 11.6.1996 tarihinde öldüğü, geride mirasçı olarak çocukları davacı N. ile davalı M. ve dava dışı N.'in kaldıkları anlaşılmaktadır.

Davacı, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmış; davalı ise satışın gerçek olduğu ve trampa sırasında belediyeye 4.000.000 TL para ödediğini savunmuştur.

Bilindiği ve Türk Medeni Kanununun 6. maddesinde düzenlendiği üzere "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." Yine 6100 Sayılı HMK'nın 190/1 maddesi gereğince "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."

Somut olayda davacı vekili yargılama sırasında 11.9.2012 tarihli oturumda tanık dinletme isteğinden vazgeçmiş, iddiayı kanıtlar nitelikte başka bir delil de bildirilmemiştir.

Hal böyle olunca; iddianın kanıtlanamadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken soyut bilgilere dayanarak yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru değildir.

SONUÇ : Davalı vekilinin bu yönlere dair temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan sebeplerle (6100 Sayılı Kanunun geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 Sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene iadesine, 15.1.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.