Mesajı Okuyun
Old 01-10-2015, 15:09   #2
Av. Mehmet Cangül

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım;

İş Kanunu'nun 4. maddesindeki istisnalarla ilgili Yargıtay Kararlarını incelediğimizde, Yargıtay'ın; yapılan işin niteliğinin doğrudan tarım işi olmadığı durumlarda bu işi istisna kapsamında değerlendirmediğini görüyoruz. Her ne kadar çalışılan alan bir tarım arazisi ve sektörel olarak işyerinin iş kolu da tarım olsa da burada davacının yaptığı işin niteliği büyük önem arz etmektedir.

Bahsettiğiniz olayda müvekkilinizin asli işinin tarım işinde çalışacak işçi temin etmek mi yoksa bizatihi kişisel emeğiyle bu tarım işini yürütmek mi olduğunun tespiti davanızın sonucunu doğrudan etkileyecektir. Kanaatimce ilk durumda İş Kanunu hükümlerine dayanarak dava açmak mümkünken ikinci durumda genel mahkemelerde alacak davası açmanız gerekecektir. Bu bahsettiğim hususla ilgili bir Yargıtay kararını da aşağıda sizinle paylaşıyorum. Umarım işinize yarar. İyi çalışmalar.

Alıntı:
ÖZET: Davacı tanıkları davacının bekçilik yaptığını da söylemişlerdir. Somut uyuşmazlıkta, davacının bekçilik işinin ağır bastığı anlaşılmaktadır. Bekçilik işi, tarım işi değildir. Ve İş Kanunu kapsamındadır. Somut bu maddi ve hukuki olgulara göre, mahkemece görevsizlik kararı verilmesi hatalıdır. İşin esasına girilerek istekler hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekir.

(1475 S. K. m. 5) (4857 S. K. m. 4)

Davacı, ihbar ve kıdem tazminatı, fazla çalışma ve yıllık izin ücretinin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, davayı görev yönünden reddetmiştir.

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Davalıya ait narenciye bahçesinde bekçilik ve bahçıvan işinde çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız feshedildiğini belirten davacı ihbar ve kıdem tazminatları, bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.

Davalı işveren, davacının tarım işinde çalıştığını, 1475 sayılı İş Kanunu'nun 5. maddesi uyarınca İş Kanunu kapsamında kalmadığını, feshin haklı olduğunu savunmuştur.

Mahkemece, savunmaya değer verilerek, davacının ağırlıklı olarak tarım işinde çalıştığı, İş Kanunu kapsamında kalmadığı, genel hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir.

1475 sayılı İş Kanununun 5/1-2 ve 4857 sayılı İş Kanunu'nun 4/1 -b maddeleri uyarınca, <50’den az işçi çalıştırılan (50 dahil) tarım işlerinin yapıldığı iş yerlerinde, İş Kanunu uygulanmaz.> Dosya içeriğinden, davacının ailesi ile birlikte, davalının bahçesindeki davalıya ait evde kaldığı, bekçilik yanında, bahçenin her türlü sulama, budama, ilaçlama, gübreleme, zararlı otlardan arındırma ve meyve toplama işi yaptığı anlaşılmaktadır. Davacı tanıkları davacının bekçilik yaptığını da söylemişlerdir. Somut uyuşmazlıkta, davacının bekçilik işinin ağır bastığı anlaşılmaktadır. Bekçilik işi, tarım işi değildir. Ve İş Kanunu kapsamındadır. Somut bu maddi ve hukuki olgulara göre, mahkemece görevsizlik kararı verilmesi hatalıdır. İşin esasına girilerek istekler hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 08.09.2005 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

(KAYNAK: Av. Talih UYAR)