Mesajı Okuyun
Old 10-09-2015, 23:40   #2
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Dairenin son uygulaması; takas talebinin savunma olarak ileri sürülmesi halinde harç yatırılmadan mahkemece gözetilmesi gerektiği yönünde.



8.Hukuk Dairesi
Esas: 2014/11416
Karar: 2014/20690
Karar Tarihi: 11.11.2014


Dava: G_____ ile M____ aralarındaki mal rejimini tasfiyesi davasının kısmen kabulüne, kısmen reddine dair İzmir 6. Aile Mahkemesi'nden verilen 04.02.2014 gün ve 104/79 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından, duruşmasız olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 11.11.2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden M____ vekili Av. N____, G____ vekili Av. S____ ve karşı taraftan S____ vekili Av. E____ geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, tarafların 2006 yılında evlendiklerini, evlilik birliği içerisinde satın alınarak davalı adına tescil edilen 25272 ada 1 parsel 8 nolu bağımsız bölüm, 1641 ada 2 parsel 16 nolu bağımsız bölüm, 3243 ada 2 parsel ile davalının hissedarı bulunduğu Fümer Mermer İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ile A____-A____ Mermer Maden İnşaat Taahhüt Akaryakıt Nakliye Sanayi Ticaret Limited Şirketinden dolayı tasfiye alacağı bulunduğunu ileri sürerek evlilik birliği içerisinde edinilen mal varlığının tasfiyesine, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 10.000 TL tasfiye alacağının yasal faiziyle birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiş, harcını yatırdığı ıslah dilekçesiyle talep miktarını şirketin değer artışından dolayı 194.623 TL, dağıtılmayan kar payı nedeniyle 57.313 TL olmak üzere toplam 251.936,86 TL'na yükseltmiştir.

Davalı vekili, davanın yersiz açıldığını, A_____ A____ M____ Maden İnşaat Taahhüt Akaryakıt Nakliye Sanayi Ticaret Limited Şirketinin müvekkilinin babası tarafından 1985 yılında aile şirketi olarak kurulduğunu, 1999 yılında da A____ Akaryakıt Nakliye İnşaat Taahhüt Turizm Sanayi Ticaret Limited Şirketini kurduğunu, eşini ve çocuklarını şirketin ortağı yaptığını, 16.03.2007 tarihinde her iki şirketin birleşerek A____ A____ Mermer Maden İnşaat Nakliye Sanayi Ticaret Limited Şirketi Ünvanını aldığını, müvekkilinin şirketteki %16'lık payının, F____ Mermer İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketindeki %51 payının evlilik tarihinden önce edinilen kişisel malı olduğunu, taşınmazların ise müvekkiline ait olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

İhbar olunan S____ vekili, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu döneminde tek kişinin şirket kurması mümkün olmadığından müvekkili tarafından kurulan şirkete davalının ortak edildiğini, daha sonra ortaklık payının davalı tarafından müvekkiline devredildiğini davalının şirkette meydana gelen değer artışında herhangi bir katkısı ve etkisinin olmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, A_____ A____ M____ Maden İnşaat Taahhüt Akaryakıt Nakliye Sanayi Ticaret Limited Şirketindeki değer artışından dolayı 251.936,86 TL'nın karar tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Taraflar, 16.04.2006 tarihinde evlenmişler, 02.02.2010 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 26.07.2011 tarihinde kesinleşmesi üzerine boşanmışlardır. Tarafların evlenme tarihi dikkate alındığında aralarında yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK. m.202, 4722 SK.m.10) Eşler arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/2. maddesi uyarınca boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Uyuşmazlık konusu 25272 ada 1 parsel üzerindeki 8 nolu bağımsız bölüm 11.01.2010 tarihinde, 3243 ada 2 parsel ise 30.01.2007 tarihinde satın alınarak A____-A_____ Ltd.Şti adına,1641 ada 2 parsel üzerindeki 16 nolu dubleks 15.01.2007 tarihinde 1/2 paylı mülkiyet şeklinde S____ ve M____n Ayazoğlu adına tescil edilmiştir. Dava konusu F____ Ltd. Şti. üzerinde davalı M____ 08.10.2001 tarihinde %51 oranında pay sahibi olmuş, A____ ve Ticaret Ltd. Şti. ise 30.04.1999 tarihinde %16 oranında pay sahibi iken 27.01.2010 tarihinde babası S_____.’na devretmiş, A_____ Ltd. Şti. ile A____ Ltd. Şti16.03.2007 tarihinde birleşerek A_____-A____ Ltd. Şti. olmuştur.

Dava; davalı eşin paydaşı olduğu şirketin değer artışı ile gelirlerinden kaynaklanan katılma alacağı isteğine ilişkindir. Mahkemece, yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiş ise de yeterli araştırma ve inceleme de yapılmamıştır.

Davalı M_____, A____ Ltd. Şti'nde 30.04.1999 tarihinde %16 oranında pay sahibi olmuş, 27.01.2010 tarihinde payını diğer paydaş olan babası S____.’na devretmiştir. A____ Ltd.Şti. ile A____ Ltd. Şti. 2007 yılında birleşerek davalı M_____’ın paydaş olduğu A____-A_____ Ltd. Şti. adını almıştır. Mahkemece, A_____-A_____ Ltd. Şti üzerindeki davalı M____ payının evlenme tarihindeki değeri ile boşanma davasının açıldığı tarihte ulaştığı değer arasındaki fark, edinilmiş mal kabul edilerek tasfiyeye tabi tutulmuş yine şirketin aynı dönem içerisindeki dağıtılmamış kar payı üzerinden davalının payı oranında tasfiyeye tabi kar miktarı üzerinden davacının katılma alacağı belirlenmiş ise de, her iki şirkete ait şirket kayıt ve defterleri getirtilerek birleşen şirketlerin aktif ve pasifleri belirlenmemiş, davalının kişisel malı niteliğindeki payın evlenme tarihinden boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ulaştığı değer ile tasfiyeye tabi kısım tespit edilmemiş, dava dilekçesinde ada ve parsel numarası yazılı parseller, tarafların evlenme tarihinden sonra mal rejiminin sona erdiği tarihten önce davalının paydaş olduğu şirket adına tescil edilmiş olması nedeniyle davalının payı oranında tasfiyeye dahil edilip edilmeyeceği üzerinde gereği gibi durulmamıştır.

Bundan ayrı, davalı cevap dilekçesi ile aşamalarda davacı üzerindeki kayıtlı bulunan araç ile ____ Tekstil Ltd. Şti'nin de tasfiyeye dahil edilmesini istemiştir. Edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan alacaklar bakımından külli tasfiye söz konusudur. TMK'nun 236/1-son cümlesine göre, takas def'i emir niteliğinde olup, istekle bağlılık ilkesi ile harçsız dava açılamaz kuralına takılmadan isteğin (takas defi'nin) değerlendirilmesi görüşü Dairece benimsenmektedir. O halde; mahkemece külli tasfiye konusunda da olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması da doğru ve yerinde görülmemiştir.

Mahkemece yapılacak iş; davacı ve davalının paydaş oldukları A____-A____ Ltd. Şti. ile birleşme öncesindeki A____ Ltd. Şti. yine davacının paydaş olduğu G____ Tekstil Ltd. Şti'ne ait kayıt ve belgeler, bilançolar ile kar payı dağıtılmış veya sermayeye eklenmiş ise buna ilişkin kayıt ve belgelerin bulundukları yerlerden eksiksiz olarak getirtilmesi, Üniversitelerin Ticaret Hukuku ve Medeni Hukuk kürsüsünden seçilecek akademisyen bilirkişiler ile mali müşavirden oluşan bilirkişi kuruluna dosya tevdi edilerek, söz konusu şirketlerdeki davacı ve davalının tasfiyeye tabi şirket mal varlığındaki artış ve dağıtılmayan karlar üzerinden davacı ve davalının tasfiye alacağının belirlenmesi, bilirkişi raporları arasında çelişki çıkması halinde usulüne uygun olarak giderilmeye çalışılması, şirket üzerindeki davaya konu parsellerin tasfiyeye dahil edilip edilmeyeceğinin tespiti ile takas-mahsup talebinin göz önünde bulundurulması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek elde edilecek sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamıştır.

Sonuç: Davacı vekili ile davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, iki tarafın temyiz itirazları kabul edildiğinden Avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 4.303,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya ve davalıya ayrı ayrı iadesine, 11.11.2014 tarihinde oybirliği ile, karar verildi.

Ayrıca BKZ.:
http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=16306

Saygılarımla,