Mesajı Okuyun
Old 07-09-2015, 16:38   #3
M.SERDAR DEMİRTAŞ

 
Varsayılan

Anladığım kadarıyla ortada maddi bir ayıp var ; ancak kullanıcının , kanun tarafından himaye edilmesini sağlayacak maddi bir ayıpla karşı karşıya olduğunun kabûlü için ; ayıptan kaynaklı olarak ; araçta değer kaybının ya da kullanım zorluğundan yani muaddillerine göre beklenmesi normâl olan performansta , düşüklüğün olması gerekmektedir. Halûk Tandoğan'a göre ; yırtık , kırık , çatlak , leke halleri de maddi ayıp olarak kabûl edilmelidir.Aracın ; beyan edilen özellikleri ile teslim edilen özellikleri arasında fark varsa ; hem ayıba karşı tekeffülden hem de hata nedeniyle akdin feshi hükümlerinden yararlanılabilir ; ancak burda ; Duygu Hanım'ın da belirttiği üzere , garanti süresi önem arz etmektedir. Gerek TKHK 4/1 gerekse TKHK 16/2-4'e göre satıcı ; taahhüdüyle sorumludur.Kaldıki şanzıman ; lüzumlu vasıf olarak telakki edilmelidir ve bu hususta , satıcının taahhütte bulunmuş olup olmaması da önemli değildir.Bu noktada , hasarın ; malın alıcıya devri anında var olup olmadığı konusu gündeme gelebilir ve bu takdirde garanti süresine ve içeriğine dikkat edilmelidir.Keza ; ihbar olgusuna da dikkat etmek gerekir.Şanzımandaki bir arıza , uzman kişilerin bile , doğrudan fark edebileceği bir durum değildir ; ancak muayene ile fark edilebilir.Şanzıman arızasından dolayı , müvekkilinizin , aracı servise götürdüğü ilk tarih ; ayıbın anlaşıldığı tarih olarak kabûl edilebilir.Bu durumda aracın servise götürülmüş olmasının , otuz gün ile sınırlı ihbarın yapılmış olduğu anlamına gelip gelmediği irdelenmelidir.İhbar ; herhangi bir şekil şartına bağlı olmadığından ; servise başvuru sırasında , müvekkiliniz tarafından beyanda bulunulmuş olması , kanımca yeterlidir ; ancak müvekkiliniz , herhangi bir beyanda bulunmamış ve araç , servis tarafından kendiliğinden onarılmışsa , otuz günlük süre , çekişmeye yol açacaktır.Yine Duygu Hanım'ın belirttiği gibi ; şayet ticari bir satım varsa ; TTK 18/3 ve 25'e dikkat etmeniz gerekir.