Mesajı Okuyun
Old 02-09-2015, 18:54   #1
av.ralp

 
Varsayılan Yönetmeliğinde Kar Amacı Güdülmez Denilen Özel Eğitim Ve Rehabilitasyon Merkezlerilerinin Borçlarından kaynaklı uyuşmazlıklara TTK mı BK mı uygulanck?

Merhabalar Sayın Meslektaşlarım.

Müvekkil 19.07.2010 tarihinde bir rehabilitasyon Merkezini eski sahibinden noter sözleşlmesi ile devir alıyor ve keyfiyeti Bakanlığa aynı gün bildiriyor gerekli değişiklikleri iletiyor.

Noterlik sözleşmesinde her türlü borçlardan ve vergi borçlarından devir alan(benim müvekkil) sorumlu olacaktır ibaresi bulunmaktadır.

Milli Eğitim Bakanlığı teftiş kurulu rehabilitasyon merkezi eski sahibinin adına kayıtlı iken rehabilitasyon merkezi hakkında soruşturma başlatmış ve 31.07.2009 tarihli müfettiş raporu ile rehabilitasyon merkezinin usulsüzlük yaptığı gerekçesiyle kendilerinden haksız olarak aldıkları 13.000.- TL ödeneğin iade edilmesi gerektiğini tespit ediyor.Milli Eğitim Bakanlığı söz konusu müfettiş raporunu dayanak yaparak Asliye Hukuk Mahkemesinde rehabilitasyon merkezinin eski sahibi aleyhine 25.05.2010 tarihinde alacak davası açıyor. Bu dava rehabilitasyon merkezinin eski sahibi aleyhine sonuçlanıyor.

Müvekkilin Rehabilitasyon Merkezini devir aldığı tarih 19.07.2010, davanın açıldığı tarih 25.05.2010 tarihidir. Yani davacı bakanlık müvekkilimi çok rahat davaya dahil edebilir iken bunu yapmıyor.

Bakanlık daha sonra 10.09.2014 tarihinde müvekkil be rehabilitasyon merkezinin eski sahibi aleyhine icra takibi başlatıyor müvekkilin araçlarına haciz koyuyor.

Biz de bunun üzerine bakanlık aleyhine menfi tespit davası açtık. Gerekçemiz şu: Noterde yapılan devir sözleşmesinde her ne kadar vergi ve tüm borçlardan devralan ibaresi olsa da bu söz konusu noterlik sözleşmesi eski Bk ile uyumlu olarak ve matbu düzenlemektedir. Bu ibare olmasa idi de Eski Bk 179 gereği devrin alacaklılara ihbarı veya ilandan sonra devralan 2 yıl süre ile borçlardan kanun gereği mesuldur. Ancak olayımızda Bakanlık müvekkile 10.09.2014 tarihinde icra takibi başlatmıştır ve müvekkil alacak davasında davalı gösterilmediği için müvekkil hakkında hüküm ifade eden bir ilamdan bahsedilemez. Dolayısıyla müvekkil aleyhine en geç 19.07.2012 tarihinde icra takibi başlatılmalıydı. Dolayısıyla alacak zamanaşımına uğramıştır.

Ne dersiniz, başka bir sav ileri sürebilir miyim? Benim savım hakkında ne dersiniz?