|
|
|
|
|
|
Sayın Analiz rica ederim umarım faydalı olabilmişimdir. Kanaatimce her ne kadar satış danışmanıyla da olsa müvekkilinizle arasında satış sözleşmesi kurulmuş ve sözleşme kurulurken irade fesadı hallerinden olan hilenin mevcut olduğunu düşünüyorum.
TBK MADDE 36 - Taraflardan biri, diğerinin aldatması sonucu bir sözleşme yapmışsa, yanılması esaslı olmasa bile, sözleşmeyle bağlı değildir.
Hileye dayanarak satışın geçersizliği ileri sürülüp mallar iade edilip ücret geri istenebilir.Ayrıca mağazayla ve müşteri hizmetleriyle konuşulması 39. madde uyarınca sözleşmeyle bağlı olmadığınızı göstermektedir. Yine Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümleri uyarınca uyuşmazlığım çözüm yeri hakem heyetleri olduğunu düşünüyorum.
Dolandırıcılık MADDE 157 - (1) Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası verilir.
hükmü uygun görülse de savcılık tarafından hukuki anlaşmazlık gerekçesiyle takipsizlik verilmesi kuvvetle muhtemel. Denemekte fayda var.
|
|
 |
|
 |
|
Sayın Av.09;
Cevaplar için tekrardan teşekkürler.Bizim asıl derdimiz ürünler,iade vs değil.Bizim tek derdimiz satış sorumlusu ve hareket tarzı.Evet malesef dolandırıcılıktan gitsem ki bence gitsem bile takipsizlik verilir oradan birşey çıkmaz.
Bir de irade fesadı durumundan bahsetmişsiniz diyelim ki olayı oradan (Aldatma) zorlayacağım.Durumu nasıl ispat edeceğim?Eşi hariç başka tanık yok (bizden yana)