Mesajı Okuyun
Old 07-07-2015, 07:12   #2
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Velayetin düzenlenmesi ve değiştirilmesi kamu düzeni ile ilgili olup, tarafların bu konuda anlaşma içinde olmaları tek başına yeterli değildir. Velayet düzenlenmesinde aslolan çocuğun yüksek çıkarına en uygun çözüme ulaşmaktır. Bu nedenle tüm deliller toplanarak sonuca göre karar verilmesi gerekir.

T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2007/2045

K. 2007/2362

T. 20.2.2007

• VELAYETİN DEĞİŞTİRİLMESİ ( Kamu Düzeni İle İlgili Olup Tarafların Bu Konuda Anlaşma İçinde Olmalarının Tek Başına Yeterli Bulunmadığı - Çocuğun Yüksek Çıkarına En Uygun Çözüme Ulaşmak Gerektiği )

• ÇOCUĞUN YÜKSEK ÇIKARINA EN UYGUN ÇÖZÜME ULAŞMAK GEREKTİĞİ ( Velayetin Değiştirilmesi - Kamu Düzeni İle İlgili Olup Tarafların Bu Konuda Anlaşma İçinde Olmalarının Tek Başına Yeterli Bulunmadığı )

• ANA BABANIN VELAYETİN DEĞİŞTİRİLMESİ İÇİN ANLAŞMALARI ( Tek Başına Yeterli Bulunmadığı - Çocuğun Yüksek Çıkarına En Uygun Çözüme Ulaşmak Gerektiği/Kamu Düzeni İle İlgili Olduğu )

4721/m. 348

Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi/m. 3, 6

ÖZET : Dava, velayetin değiştirilmesi ve iştirak nafakasının kaldırılması talebine ilişkindir. Velayetin düzenlenmesi ve değiştirilmesi kamu düzeni ile ilgili olup, tarafların bu konuda anlaşma içinde olmaları tek başına yeterli değildir. Velayet düzenlenmesinde aslolan çocuğun yüksek çıkarına en uygun çözüme ulaşmaktır. Bu nedenle tüm deliller toplanarak sonuca göre karar verilmesi gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Dava, ortak çocuk Memduh'un velayetinin anneden alınıp babaya verilmesi ve çocuk için anneye ödenen iştirak nafakasının kaldırılması isteğine ilişkindir.

Velayetin düzenlenmesi ve değiştirilmesi kamu düzeni ile ilgili olup, tarafların bu konuda anlaşma içinde olmaları veya davalının davayı kabul beyanı tek başına yeterli değildir. Velayetin düzenlenmesinde ve değiştirilmesinde aslolan çocuğun yüksek çıkarına, bedensel ve zihinsel gelişimini sağlamaya en uygun çözüme ulaşmaktadır. Bu bakımdan taraflardan delilleri sorulup, gösterdikleri takdirde toplanması, yeterli idraka sahip olduğu anlaşılan çocuğun, duruşmaya getirtilerek, dava konusu hakkında bilgilendirilmesi ve kendi görüşünü ifade etme olanağının tanınması ( Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi md. 3-6 ) , gerektiğinde uzmanlardan bu konuda yardım alınması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonucu uyarınca karar verilmesi gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.02.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.