Mesajı Okuyun
Old 25-06-2015, 23:23   #19
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici

Alıntı:
davalı E____ G____'in senedi kendisinden önceki ciranta davalı M____ Y____'a elden verdiği 250.000 USD (Amerikan Doları) borç paraya karşılık ciro ile devraldığı, ancak adı geçen cirantanın açık adresini ve kimlik bilgilerini bilmediği bir kişiye vermesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı, sadece dava dışı N____ M____'nun bildiği taşınmaza haciz koydurulduğu, senedin lehtarı M____ M____'in yerine sahte imza atılarak tedavüle sokulduğunun icra mahkemesince alınan raporla tespit edilmiş olduğu, davalılar A____ ve M____'nın gerçekte olmayıp var sanılan şahıslar olmasına göre davalı hamil E____ G____'in senedi kötüniyetle iktisap ettiğinin anlaşıldığı…"

))) Tüm kararın özü alıntıladığınız kısım üzerine kurulmuş zaten... Fakat konu bu değil, kambiyo hukukunu hiçe sayacaksak somut olaya başka pencerelerden de bakıp bu sefer de keşideci açısından -hayatın olağan akışı-na uymayan bir sürü şaibeli husus bulabiliriz; örneğin:
1- Hamile "cirantan, sana senedi neden verdi?" diye soruyorsak, keşideciye de soralım "lehdara neden 250.000 USD'lik senet verdin?"; hamile "adresini ve kimlik bilgilerini bilmediğin biri, bu miktarda bir senette nasıl senin cirantan oldu?" diye soruyorsak, keşideciye de soralım "-şimdi arkandan dolap çevirdiğini iddia ettiğin üçüncü kişi-nin eline, nasıl oldu da senedi ödesin diye 250.000 USD verdin?";

2- Hamile "sadece bu üçüncü kişinin bildiği -iddia edilen- taşınmazın keşidecinin olduğunu nereden bildin?" diye soruyorsak; keşideciye de soralım "delil olarak dayandığın ibranamede senet aslının sana iade edildiği yazılı, bu senet sana geldikten sonra sahte lehdar imzasıyla tedavüle konulmuş, bu durumda demek ki bu sahte imzayı sen attın, hayırdır lehdara gıcıktın da sonradan aranızda anlaştınız mı?"

Demem odur ki; konu gerçekten kararda anlatıldığı şekilde olabilir ya da olmayabilir; mahkemenin hisleri doğru olabilir ya da olmayabilir; gelinen nokta değişmiyor:
Alıntı:
Yazan Yargıtay HGK, "Karşı Oy Yazısı"
...bir olgunun hissedilmesi ve hatta bilinmesi hüküm kurmak için yeterli sayılamaz. Hükmün dayandırıldığı olgunun hissedilmesi veya bilinmesi değil ispatlanması gerekir...