Davacının açmış olduğu davada (davaya dayanak kira sözleşmesindeki kiralayan ve kiracının isimleri farklı olduğu halde) dava dilekçesinde davacı taraf kiralayanın oğlu; davalı olarak da (vergi levhası, kira sözleşmesine göre kiracı bir ltd. şirket olmasına rağmen) taraf şirketin temsilcisi de bir şahıs (TC numarası ile sanki kiracı oymuş gibi)gösterilmiştir.
Mahkeme (ilk itiraz olarak) her iki tarafın da taraf sıfatının olmadığına dair itirazlarımızı reddetmiş, gerekçe olarak da davacı, kiralayanın (malikin) oğlu olması ve kira bedelinin bu kişinin hesabına yatırılmış olmasının dava açmaya yani davacı olmaya yeteceğini; davalı yönünden de şahsın temsilci sıfatının (şirketi temsil ettiği) olması nedeniyle taraf yani davalı sıfatına sahip olduğu gibi gerekçeler ileri sürülmüştür.
Esas yönünden de dava öncesi hiçbir ihtar gönderilmeyen, icra takibi yapılmayan ve şekli şartları yerine getirmeden doğrudan temerrüt nedeniyle bu dava açılabilmesi hususunda ve yukarıda kısaca anlatmaya çalıştığım "taraf sıfatları" konusunda Yargıtay kararı bulmamız mümkün müdür?
Şimdiden meslektaşlarıma teşekkür ederim.