Mesajı Okuyun
Old 22-02-2015, 19:08   #7
onur budak

 
Varsayılan

T.C
Hukuk Genel Kurulu
E: 1999/21-985,
K: 1999/985,
Tarih: 24.11.1999


Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın, tespiti istenilen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde açılması gerekir.
(506 s. SSK. m. 79/8)


Taraflar arasındaki "hizmet tesbiti" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ekinözü Asliye (İş) Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 11/6/1998 gün ve 1997/70 - 1998/38 sayılı kararın incelenmesi davalı S.S.K. vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 8/12/1998 gün ve 1998/8396-8575 sayılı ilamı ile; (... 506 sayılı Kanunun 79/8. maddesi hükmünce, Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın, tesbiti istenilen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde açılması gerekir.

Davacının tesbitini istediği çalışmaların 1976-1977 yılları arasında geçtiği, Mahkemeye 1997 yılında başvurulduğu hizmetin geçtiği yılın sonu olan 1977 yılı sonundan, dava tarihine kadar hak düşürücü sürenin fazlasıyla geçtiği, dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.

Öte yandan, davacının aynı işyerinde bu tarihten sonra çalışmasını sürdürmesinin veya 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde tekrar aynı işyerine girerek çalışmasının, hak düşürücü sürenin işlemesine engel olamayacağı ve hak düşürücü sürenin kesilmesi ve durmasının mümkün bulunmadığı hukuksal gerçeği de ortadadır.

Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki olgular nazara alınarak, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddi gerekirken yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.

O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli hüküm bozulmalıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: Davalı S.S.K. vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ: Davalı S.S.K. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, 24/11/1999 gününde, oyçokluğu ile karar verildi.