Sayın değerli hukukçu meslektaşlarım hepinize şimdiden ayrı ayrı teşekkür ederim.
Davacı tedaş, davalılar ise belediye ve müvekklimiz kooperatiftir. Tedaştan kamulaştırma kanununa göre dava konusu taşınmazı üzerine kayıt ve tescil ettiren belediye, daha sonra ihale ile taşınmazı müvekkil kooperatife satar.
Ancak bedel konusunda davacı kurum ile davalı belediye arasındaki bedel davası takipsizlikten düşer.
Bu hal üzerine davacı tedaş, davalı belediye ve kooperatif aleyhine tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde alacak davası açar.
Devam eden yargılamada müvekkil kooperatifin iyi niyetli 3.kişi olduğu, taşınmaz değerinin 20 milyon tespit edildiği ve bu bedelin de davacı tarafından davalı belediyeden talep edilebileceği rapor konusu edilmiştir.
Mahkemece kısa karar verilmiş, davanın müvekkil kooperatif yönünden HUSUMETTEN reddine,
20 milyon tl nin davalı belediyeden alınarak davacı kuruma verilmesine karar verilmiştir.

Bu aşamada gerekçeli karar henüz yazılmamış olup, sorum vekalet ücretine yönelik olacaktir.
1- kısa kararda muvekkil yönünden yalnizca husumetten red karari dogru mudur?
Tapu iptal talebi yönünden iyi niyetli olduğumuzdan esastan reddine, alacak yönünden ise husumetten reddine diye ayrıca belirtilmesi gerekmez miydi?

2- Kisa kararda husumetten red dediği için sanırım mahkeme bizim nisbi vekalet ücretine göz koydu ve gerekçeli kararda maktu yazacak gibi geliyor.

3- tapu kayıt maliki kooperatif olduğu için bu talep yönünden husumetin bize yöneltileceği ve bu konuda husumetten red edilemeyeceği tartışmasızdır. Öyle ise tapu iptal yönünden iyi niyetli olduğumuzdan, alacak talebi yönünden de husumetten red kararı verilir ise dava husumetten red edildiğinden bahisle tarafımıza maktu vekalet verilmesi doğru olur mu?

4- Kısa kararın tavzihini talep etme fikrim hakkında ne düşünürsünüz.

Görüşleriniz için şimdiden teşekkürler.. Saygılarımla