Mesajı Okuyun
Old 21-02-2015, 08:31   #3
Fatih Kabadayı

 
Varsayılan

Ölü kişi adına kayıtlı taşınmazın tamamını değil de o taşınmazdan borçluya intikal edecek hisse üzerine haciz konulmasını talep ettiyseniz talebinizin kabul edilmesi gerekirdi. Şikayet davası açmadan önce Aşağıdaki gibi bir kaç Yargıtay kararı ekleyerek tekrardan talep açın bence. (12.H.D. ESAS NO : 2011/23505, KARAR NO : 2012/8449: İcra Memuru kendi verdiği karardan dönemez ise de; bilahare önceki verdiği kararın dosya kapsamı ve yasa hükmüne uygun olmadığını fark edip onun yerine somut olayda olduğu gibi yasaya uygun olan kararı vermesine engel bir düzenleme de bulunmamaktadır)


T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2006/1015

K. 2006/4464

T. 7.3.2006

• İCRA TAKİBİNİN KESİNLEŞMESİ ( Borçlunun Ölü Babasından İntikal Edecek Taşınmazlardaki Hisselerine Haciz Şerhinin İşlenmesinde Usulsüzlük Bulunmadığı - Taşınmazlarda Hissedar Bulunan Borçlunun Kardeşinin Şikayette Hukuki Yararının Olmadığı )

• HACİZ ŞERHİ ( Borçlunun Ölü Babasından İntikal Edecek Taşınmazlardaki Hisselerine Haciz Şerhinin İşlenmesinde Usulsüzlük Bulunmadığı - Taşınmazlarda Hissedar Bulunan Borçlunun Kardeşinin Şikayette Hukuki Yararının Olmadığı )

• TAŞINMAZLARDA HİSSEDAR BULUNAN BORÇLUNUN KARDEŞİNİN ŞİKAYETİ ( Borçlunun Ölü Babasından İntikal Edecek Taşınmazlardaki Hisselerine Haciz Şerhinin İşlenmesinde Usulsüzlük Bulunmadığından Reddi Gereği )

• AKTİF HUSUMET ( Üzerine Haciz Konulan Taşınmazlarda Hissedar Bulunan Şikayetçinin Kendi Hisselerine Uygulanan Haciz İşlemi Bulunmadığından Şikayette Hukuki Yararı Olmadığı - Şikayetin Aktif Husumet Ehliyeti Yokluğundan Reddi Gereği )

2004/m.363


ÖZET : Kesinleşen icra takibinde borçlunun ölü babasından intikal edecek taşınmazlardaki hisselerine haciz şerhinin işlendiği ve icra memurunun bu haciz işleminde usulsüzlük bulunmadığı anlaşılmaktadır. Borçlunun kardeşi olup üzerine haciz konulan taşınmazlarda hissedar bulunan şikayetçinin kendi hisselerine uygulanan haciz işlemi bulunmadığından şikayette hukuki yararı yoktur. O halde, şikayetin aktif husumet ehliyetinin yokluğundan reddi gerekir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Şikayetin konusu borç miktarını aşacak şekilde haciz yapıldığı için taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılması isteminden ibarettir. Şikayetçi takip dosyasında taraf olmadığı gibi adı geçen payına haciz konulmadığından haczin kaldırılması isteminde bulunabilmesi için gerekli aktif husumet ehliyeti bulunmamaktadır. Bu durumda, istemin öncelikle anılan gerekçe ile reddi söz konusu olacağından ve aktif husumet ehliyetinin resen gözetilmesi gerektiğinden İİK.nun 363. maddesi gereğince hükmün kesin olduğundan söz edilemez.
Açıklanan nedenlerle icra mahkemesinin 13.12.2005 tarih ve 2005/170-240 sayılı temyiz talebinin reddine yönelik kararının kaldırılmasına oybirliği ile karar verildikten sonra işin esasının incelenmesine geçildi:
Gereği düşünüldü;
Kesinleşen icra takibinde borçlunun ölü babası Güngör Akgül'den intikal edecek taşınmazlardaki hisselerine haciz şerhinin işlendiği ve icra memurunun bu haciz işleminde usulsüzlük bulunmadığı anlaşılmaktadır. Borçlunun kardeşi olup üzerine haciz konulan taşınmazlarda hissedar bulunan şikayetçinin kendi hisselerine uygulanan haciz işlemi bulunmadığından şikayette hukuki yararı yoktur. O halde, şikayetin aktif husumet ehliyetinin yokluğundan reddi yerine işin esasına girilerek İİK.nun 85/1. maddesi uyarınca fazla haciz yapıldığından bahisle bir kısım taşınmazlar üzerindeki haczin kaldırılması isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 07.03.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.