Mesajı Okuyun
Old 16-02-2015, 19:10   #2
Av. Fırat BİLBAY

 
Varsayılan

1-) İçeriğinde taşınmazın devri vaadini ihtiva eden sözleşmelerin resmi şekil şartına (noter) uyulmaksızın yapıldıkları takdirde geçersiz olacaklarına, bu noktada tarafların geçersiz sözleşmeye dayanamayacakları için yalnızca verdiklerini geri isteyebileceklerine ilişkin bir çok Yargıtay kararı var. Öte yandan, kat mülkiyetine göre yapımına başlanmış binada henüz tapuları oluşmamış bağımsız bölümleri yükleniciden adi sözleşme ile satın alan kişilerin bu iktisabının korunacağına dair YİBK da var. Ancak bu noktada müvekkiliniz için bunun uygulanabilirliğinin tartışmalı olduğu görüşündeyim. Bu basit bir satış sözleşmesi değil, gayrimenkul devir borcunu da içeren karma sözleşmedir. Bu sözleşme resmi şekil şartına uyulmadığından geçersizdir kanaatindeyim.

2-) 30.000 TL'lik bono için mutlaka ihtiyati haciz..

3-) PVC işleri sadece müteahhidin değil arsa sahibinin paylarına da değer katmaktadır. Yukarıda belirttiğim gibi sözleşme geçersizliği nedeniyle arsa sahipleri de sebepsiz iktisap eden konumundadır. Onlara da dava yöneltilmelidir.

4-) Uygulamada ihtiyati tedbir ve ihtiyati haczin karıştırılması sorunu uzun yıllardır çözülemedi. Bu noktada "ihtiyati haciz zımnında ihtiyati tedbir" minvalinde bir kavram ortaya atılmış, birkaç Yargıtay kararında da bu kavram kendisine yer bulmuştu ancak son dönemde para alacaklarına ilişkin olarak tedbir değil ihtiyati haciz istenebileceğine ilişkin kararlar istikrar kazanmıştır. Bence doğru olan da budur. Sair alacaklarınız için de ihtiyati tedbir değil, ihtiyati haciz isteyiniz.