Mesajı Okuyun
Old 16-02-2015, 17:52   #9
Av. Gülru Bektaş Yıldırım

 
Varsayılan

Konunun üzerinden uzun zaman geçmiş olmasına rağmen sulh halinde karşı vekalet ücretine dair 2012 yılına ait bir Yargıtay kararını paylaşmak istedim.


T.C. YARGITAY
13.Hukuk Dairesi
Esas: 2012/8005
Karar: 2012/10315
Karar Tarihi: 16.04.2012


ÖZET: Davanın sulh sonuçlanması halinde, avukat müvekkilinden aralarındaki ücret sözleşmesinde kararlaştırılan miktarın tamamını isteyebileceği gibi davada sulh olunan miktara göre karşı tarafa yükletilen vekalet ücretini de isteyebilir. Aynı sorumluluk, müvekkille sulh anlaşması yapan karşı taraf için de geçerlidir. Davacı her iki tür vekalet ücretinin, gerek müvekkilleri olan davalıdan, gerekse hasım taraf olan davalı S…'den müteselsilen tahsilini talep etmiş olduğuna göre, mahkemece her iki vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken sadece ücret sözleşmesine göre hesaplanan vekalet ücretine hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.


(1136 S. K. m. 165)

Dava ve Karar: Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalı S. D. avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:

Davacı, davalı H. G. vekili olarak Edirne 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/272 esas sayılı dosyasında diğer davalıya karşı 51.362 TL bedelli senedin iptali için menfi tespit davası açtığını, davalı H.'nin kendisinin izni olmadan diğer davalıyla sulh olarak davayı sonuçlandırdıklarını, vekalet ücretinin ödenmemesi sebebiyle her iki tarafın birlikte sorumlu olduğunu belirterek 5.869,89 TL vekalet ücreti ve 5.869,89 TL karış vekalet ücreti olmak üzere 11.739,78 TL vekalet ücretinin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalılardan tahsilini talep etmiştir.

Davalı S., davalı H.'nin kendilerine vekili olan davacının anlaşmadan haberdar olduğunu söylemesi ve davacı vekilin yarım saat geçmesine rağmen duruşmaya gelmemesi sebebiyle kendilerinin de taleplerinden vazgeçtiklerini bir kusurlarının bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.

Diğer davalı H. G. cevap vermemiştir.

Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı S. tarafından temyiz edilmiştir.

1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2- Davacı eldeki dava ile, davalı H. G. vekili sıfatıyla diğer davalıya karşı yürüttüğü davada, davalıların aralarında sulh olmak suretiyle, davalı H.'nin davasından feragat ettiğini ancak kendisinin vekalet ücretinin ödenmediğini, davalıların Avukatlık Kanunu 165. maddesi gereğince müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını belirterek vekalet ücretinin davalılardan tahsilini istemiştir. Davanın dayanağını teşkil eden Avukatlık Kanununun 165. maddesinde, <sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşmayla sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde her iki taraf, avukatlık ücretinin ödenmesi hususunda avukata karşı müteselsilen sorumludurlar.> Hükmü mevcut olup, davanın sulh sonuçlanması halinde, avukat müvekkilinden aralarındaki ücret sözleşmesinde kararlaştırılan miktarın tamamını isteyebileceği gibi davada sulh olunan miktara göre karşı tarafa yükletilen vekalet ücretini de isteyebilir. (Bkz. HGK.'nun 16.2.1994 T. 1993/13-810 E. 1994/60 K. sayılı kararı) Aynı sorumluluk, müvekkille sulh anlaşması yapan karşı taraf için de geçerlidir. Davacı az yukarda değinilen her iki tür vekalet ücretinin, gerek müvekkilleri olan davalıdan, gerekse hasım taraf olan davalı S.'den müteselsilen tahsilini talep etmiş olduğuna göre, mahkemece her iki vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken sadece ücret sözleşmesine göre hesaplanan vekalet ücretine hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.

Sonuç: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle; davalının tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan sebeplerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, 261.47 TL kalan harcın davalı S. D.'den alınmasına, peşin alınan 21.15 TL. temyiz harcının istenmesi halinde davacıya iadesine, 16.04.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)