Mesajı Okuyun
Old 05-01-2015, 01:46   #12
metinnarin

 
Varsayılan

Bu konu açıldığında hep kafam karışıyor, benim bilebildiğim kadarıyla;

a-) AİHS'ne ek 7. protokol imzalandığı halde meclis onaylamadığı için yürürlükte değil yürürlükte olsaydı dahi meslektaşlarımın ifade ettiği gibi az önemli suç sınıfına girebilirdi.

Bu konuda sonuçlanmış bir AYM bireysel başvurusu da var;

Başvurucu, hakkında verilen adli para cezasına ilişkin mahkûmiyet hükmünün kesin olduğunu, bu hükme karşı kanun yoluna başvuramadığını, bunun hak arama özgürlüğünü sınırladığını, bir karara karşı itiraz hakkını da içeren savunma hakkının daraltılması sonucunu doğurduğunu, ceza adalet sisteminde 'önemsiz sayılabilecek suçlar' kategorisi oluşturmanın hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmadığını belirterek, Anayasa'nın 36. ve 40. maddelerinde tanımlanan hak arama hürriyeti, adil yargılanma ve etkili başvuru haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüş ve bu ihlalin kaldırılmasını veya tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
.....
......
19. Anayasa'da, 'mahkemelerin kuruluşunun, görev ve yetkilerinin, işleyişinin ve yargılama usullerinin' kanunla düzenlenmesi öngörülmüştür. Buna göre, usul kanunlarının Anayasa'ya uygun olmak koşuluyla düzenlenmesi kanun koyucunun takdirine bırakılmıştır. Anayasa'da tüm mahkeme kararlarının temyiz edilebilmesi hakkını içeren bir kurala yer verilmemiştir.

20. Öte yandan, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin Türkiye tarafından imzalanan ancak henüz onaylanmayan Ek 7 nolu protokolünün 'Cezai konularda iki dereceli yargılanma hakkı'nı düzenleyen 2. maddesinde 'az önemli suçlar' yönünden bu hakka istisna getirilebileceği düzenlenmektedir.

21. Ceza adalet sistemi üzerinde sonuçları dikkate alındığında 'az önemli suçlar' kategorisi içerisinde mütalaa edilmesi mümkün suçlar yönünden temyiz sınırı öngörülmesinin ve kanunda belirlenen sınırının, adalet duygusunu rencide edecek veya hukuk devleti kavramıyla bağdaşmayacak sonuçlara yol açacak boyutta bulunmaması nedeniyle anayasal hakları ihlal etmediği açıktır. (Anayasa Mahkemesinin 23/7/2009 tarih ve E.2006/65, K.2009/114 sayılı kararı).

22. Açıklanan nedenlerle, başvurunun diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin, 'açıkça dayanaktan yoksunluk' nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

Başvuru Numarası: 2012/799 Karar Tarihi: 26/3/2013

b-Ceza hükmü; hapis cezasından para cezasına dönüştürme şeklindeyse her hangi bir sınırlama yok diye biliyorum.Doğrudan adli para cezasına hükmedilmiş ise temyiz sınırı ortaya çıkıyor. Anayasa Mahkemesi CMUK 305. maddenin ilgili hükmünü iptal ederken bu gerekçeye dayanmıştı diye hatırlıyorum.

c-Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra yasal boşluğun 5320 sayılı yasayla eklenen geçici 2. maddeyle doldurulduğu aklımda kalmış.

d-Temyiz edilemez bir karar hakkında temyiz talep edip, sonrasında verilecek red kararını temyiz etme durumunda Yargıtayın içerik denetimi yapmayıp sadece kararın temyiz edilemeyecek kararlardan olduğunu tespit edip temyiz talebinin reddine şeklinde karar oluşturacağını uygulamadaki örneklerden görüyorum.

e-) en doğru yol CMK 309 daki yolmuş gibi görünüyor. Olayın özelliğine ve varılan sonuca göre bir üst denetim hakkı tanınmayan durumlarda incelemeye tabi tutma kriterleri açısından ise bir fikir ileri süremiyorum.