Mesajı Okuyun
Old 11-11-2014, 16:40   #5
avukatselvi

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2013/14091
K. 2013/28040
T. 28.11.2013
• BOŞANMA DAVASINDA EŞİN ÖLMESİ ( Ölen Eşin Mirasçılarına Diğer Eşin Kusurunun Tespiti Bakımından Davaya Devam Etme Hakkı Tanındığı ve Mirasçılık Sıfatı Bulunmayanlara Bu Hak Verilmediği )
• MİRASÇILARIN KUSUR TESPİTİ BAKIMINDAN DAVAYA DEVAM ETMESİ ( Boşanma Davasında Eşin Ölmesi - Miras Bırakanın Birinci Derecede Mirasçısı Olarak Altsoyu Mevcut Olup Ölen Davacının Anası Babası ve Kardeşlerinin Yasal Mirasçılık Sıfatları Bulunmadığından Davaya Devam Edemeyecekleri )
• NOŞANMA DAVASI SIRASINDA ÖLEN EŞ ( Mirasçılarına Diğer Eşin Kusurunun Tespiti Bakımından Davaya Devam Etme Hakkı Tanındığı ve Mirasçılık Sıfatı Bulunmayanlara Bu Hak Verilmediği )
• KUSUR TESPİTİ DAVASI ( Boşanma Davasında Eşin Ölmesi - Miras Bırakanın Birinci Derecede Mirasçısı Olarak Altsoyu Mevcut Olup Ölen Davacının Anası Babası ve Kardeşlerinin Yasal Mirasçılık Sıfatları Bulunmadığından Davaya Devam Edemeyecekleri )
• ÖLÜM NEDENİYLE MİRASÇILARIN DAVAYA DEVAM HAKKI ( Boşanma Davasında Ölen Eşin Mirasçılarına Diğer Eşin Kusurunun Tespiti Bakımından Davaya Devam Etme Hakkı Tanındığı ve Mirasçılık Sıfatı Bulunmayanlara Bu Hak Verilmediği )
4721/m.181/2, 496/1
ÖZET : Boşanma davası devam ederken ölen eşin mirasçılarına, diğer eşin kusurunun tespiti bakımından davaya devam etme hakkı tanınmış, mirasçılık sıfatı bulunmayanlara bu hak verilmemiştir. Miras bırakanın birinci derecede mirasçısı olarak altsoyu mevcut olup, ölen davacının anası, babası ve kardeşlerinin yasal mirasçılık sıfatları bulunmadığı gibi atanmış mirasçılıkları da söz konusu olmadığından, boşanma davasına diğer eşin kusurunun tespiti bakımından devam etme hakları bulunmadığı gözetilmelidir.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Boşanma davası 06.10.2010 tarihinde açılmış; davacı, dava devam ederken 07.12.2012 tarihinde ölmüştür. Bu halde evlilik ölümle sona ermiştir. Mahkemece, bu durum nazara alınarak boşanma davası konusuz kaldığından esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı eşin kusurlu olduğunun tespitine karar verilmiştir.

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 181/2. maddesi; boşanma davası devam ederken ölen eşin mirasçılarına, diğer eşin kusurunun tespiti bakımından davaya devam etme hakkı tanımış, mirasçılık sıfatı bulunmayanlara bu hakkı vermemiştir. Diğer bir ifade ile, mirasçı olmayanların, diğer eşin kusurunun tespiti için açılmış olan davayı sürdürme hakları mevcut değildir. Dosyaya alınan nüfus kayıtlarından; ölen davacının, Esra ve Sultan isimli çocuklarının olduğu, dava sırasında da davalının 04.01.2012 doğumlu "İbrahim" adlı bir çocuk dünyaya getirdiği anlaşılmaktadır. Evlilik içinde dünyaya gelen bu çocuklardan 16.08.2003 doğumlu Sultan'ın soybağı davacı tarafından sağlığında reddedilmiş, bu karar kesinleşmiştir. Bu kararın kesinleşmesiyle Sultan'la ölen davacı arasındaki soybağı, doğum anından geçerli olmak üzere ortadan kalkmıştır. Dava sırasında 04.01.2012 tarihinde dünyaya gelen İbrahim'in soybağının reddiyle ilgili davacı tarafından sağlığında açılmış olan 2012/209 esas sayılı davanın ise halen derdest olduğu görülmektedir. 27.3.2001 doğumlu diğer çocuk Esra bakımından ise, soybağı konusunda bir uyuşmazlık ve çekişme yoktur. Bu duruma göre, mirasbırakanın birinci derecede mirasçısı olarak altsoyu mevcuttur. Altsoyu bulunmayan mirasbırakanın mirasçısı ana ve babasıdır ( TMK. m. 496/1 ). Şu halde, altsoyda mirasçısının bulunması halinde miras, ikinci zümreye ( ana, baba ve kardeşlere ) geçmez. Bu bakımdan mirasçı olarak altsoyu bulunan ölen davacının anası, babası ve kardeşlerinin "yasal mirasçılık" sıfatları bulunmadığı gibi atanmış mirasçılıkları da söz konusu olmadığına göre, boşanma davasına, "diğer eşin kusurunun tespiti" bakımından devam etme haklarının bulunmadığı nazara alınmadan, bunların takip ettiği davaya devamla kusur tespitiyle ilgili hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. Böyle bir durumda mahkemece yapılacak iş, davaya devam edilmesi talebinde bulunanların bu taleplerinin reddine karar vermekten ibarettir. Bu yönde karar verilmek üzere kusur tespitine ilişkin kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

yarx