Mesajı Okuyun
Old 03-11-2014, 00:24   #3
üye46033

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan oklawa
Değerli meslektaşlar, Ağır Ceza Mahkemesinde başıma gelen bir olayı sizle paylaşmak istiyorum.; KAsten öldürmeye teşebbüs suçundan yargılanan birine CMK ile görevlendirildim. Celsesine girdiğim dosyada karakol ve savcılık ifadelerinde çelişki var. Duruşmadaki ifadeler değerlendirildiğinde olay meşru müdafaya giriyor. Kasten öldürmeye teşebbüs suçunun alt sınırı 5 yıldan fazla ancak savcılık ve kolluk aşamasında zorunlu müdafii eşliğinde ifade alınmamış. Bunu mahkemede dile getirdik, kolluk ve savcılık aşamasında alınan ifadeler usulsüzdür buna göre karar verilemez dedik. Ciddiye alınmadık ve sanki yanlış bişey söylüyormuş gibi tepki gördük. Beyanımızda hatalı mıyız. Lütfen yorumlayabilir misiniz

Sayın meslektaşım, beyanınız gayet doğrudur. Türk Ceza Kanununun suça teşebbüsü düzenleyen 35. maddesi ile kasten öldürmeyi düzenleyen 81. maddesi birlikte değerlendirildiğinde kasten öldürmeye teşebbüsün cezasının alt sınırının 5 yılın üzerinde olduğu kesindir. Ceza Muhakemesi Kanunu uyarınca alt sınırı 5 yıl ve üzeri hapis cezasını gerektiren suçlarla ilgili olarak, kişiye istemi aranmaksızın bir avukat tayin edillir. Dolayısıyla müdafiiliğini üstlendiğiniz vatandaşın soruşturma aşamasında ifadelerinde avukat bulunması zorunlu idi. Siz bu beyanınızda ısrarlı olun. Hatta bu hususu davanızın sonucuna göre olası bir temyiz durumunda bir temyiz gerekçesi olarak da kullanabilirsiniz. Ayrıca siz avukat olarak hakim tarafından ciddiye alınmadığınızı ve tepki gördüğünüzü de bence düşünmeyin. Maalesef hakimlerimizin avukatlara karşı genel tavrı bu. Hakimlerin bu tavrını avukatlar olarak bizler değiştirebiliriz. Yaptığınız savunmadan ve bilginizden eminseniz bunda ısrarcı olmanız gerek. Er ya da geç dikkate alınacaktır. İyi çalışmalar dilerim.