Değerli meslektaşlar,

benim Avukatlık mesleğinin icrası hususunda bazı sorularım mevcut. Daha henüz avukat çıkmadım.
Ancak konuya ilişkin düşüncelerinizi önceden öğrenmek, ileride buna göre bir yol belirlemek isterim.

§206 BRAO

(1) Ein Angehöriger eines Mitgliedstaates der Welthandelsorganisation, der einen Beruf ausübt, der in der Ausbildung und den Befugnissen dem Beruf des Rechtsanwalts nach diesem Gesetz entspricht, ist berechtigt, sich unter der Berufsbezeichnung des Herkunftsstaates zur Rechtsbesorgung auf den Gebieten des Rechts des Herkunftsstaates und des Völkerrechts in Deutschland niederzulassen, wenn er auf Antrag in die für den Ort seiner Niederlassung zuständige Rechtsanwaltskammer aufgenommen ist. Das Bundesministerium der Justiz wird ermächtigt, durch Rechtsverordnung ohne Zustimmung des Bundesrates die Berufe zu bestimmen, die in der Ausbildung und den Befugnissen dem Beruf des Rechtsanwalts nach diesem Gesetz entsprechen.

§206 BRAO'da yer alan kanun hükmünü sizin için şu şekilde tercüme ettiğim de;
Avukatlık mesleğinin yetkilerine ve eğitimine bu kanun hükümlerince haiz olan, Dünya Ticaret Örgütüne üye bir ülkenin vatandaşı, kendisini menşei ülkesindeki mesleki ünvanı ile menşei ülkesinin hukuku ve uluslararası hukuk alanında, hukuki hizmet vermek amacıyla serbest kılma hakkına, bulunduğu yer için yetkili Avukatlık Barosuna verdiği dilekçeye istinaden kabul edilmesi durumunda, sahiptir. Federal Adalet Bakanlığı bir yönetmelik ile Federal Konseyin onayına ihtiyaç duymadan Avukatlık mesleğine bu kanun hükümlerince uygun olan eğitim ve yetkileri belirlemeye yetkilidir.

Yukarıda bahsi geçen ve Federal Alman Avukatlık kanununda yer alan hükme göre;
Dünya Ticaret Örgütüne üye devletlerden birinde Avukatlık yapanların (Türkiye'de buna dahil), Alman Federal Avukatlık Yasasının 206. maddesindeki açık hüküm gereğince (§206 BRAO) Almanya'da da sadece kendi ülkelerinin hukuku alanında serbest hukuki danışmanlık yapması, belli şartları yerine getirmek ve izin almak durumunda mümkündür.

Bu hükme göre; Buna bağlı olarak, Türkiye'deki bir Avukat aynı zamanda Frankfurt Barosuna bağlı bir yabancı ülke Avukatı olarak ta (belli şartların varlığı, oturma izni veya vatandaşlık problemi olmamak şartıyla) sadece Türk hukuku alanında serbest olarak çalışabilir.
Buraya kadar bir sıkıntı yok.

1136 Sayılı Avukatlık Kanunun 11 inci maddesi

Madde 11. Aylık, ücret, gündelik veya kesenek gibi ödemeler karşılığında görülen hiçbir hizmet ve
görev, sigorta prodüktörlüğü, tacirlik ve esnaflık veya mesleğin onuru ile bağdaşması mümkün
olmayan her türlü iş avukatlıkla birleşemez.

Türkiye'de Avukatlar 1136 sayılı Avukatlık Kanunun 11. maddesindeki açık hüküm gereğince, SSK'ya bağlı olarak işçi avukat pozisyonunda bir ticari şirkette çalışamıyorlar.

Ancak, Almanya'da bazı istisnai durumlarda, belli firmalarda işçi Avukat pozisyonunda, bir hukuk danışmanı gibi, sabit bir maaşa ve bir iş akdine dayalı olarak çalışmak mümkün. Alman hukuku açısından, büyük bir ticari şirkette bir işverenin altında hukuki danışmanlık yapan Avukat pozisyonunda önceden kararlaştırılmış belirli bir ücrete tabi olarak çalışmak Alman Barosunun icazet vermesi durumunda mümkün olabiliyor.

Peki ya bu durum, Türkiye'deki Avukatlık iznim açısından sorun yaratabilir mi?
Zira aynı anda iki Baroya da kayıtlı olarak çalışmak mümkün. Ancak, Almanya'daki Baroya kayıtlı olup ta, orada bir ticari şirkette çalışmak, Türkiye'de öğrenilmesi durumunda, Türkiye'deki Avukatlık iznim açısından bir sakınca oluşturabilir mi ?

Kısacası, Türkiye'de SSK 4b'ye bağlı olan bir serbest Avukat olarak kayıtlı olurken, yurtdışında da yine Alman Barosuna bağlı bir Türk Avukat olarak uluslararası faaliyet gösteren ve Türkiye ile yoğun ticari ilişkileri olan özel bir şirkette danışman pozisyonunda çalışmak isterim.

Böyle bir durumun Avukatlık hukuku açısından bir engel hâl oluşturması veya mevcut hükümlere aykırılık teşkil etmesi söz konusu olabilir ?

Bu konuda fikir ve düşüncelerinizi paylaşırsanız, sizlere müteşekkir olacağım.
Saygı ve sevgilerimle,