Mesajı Okuyun
Old 01-09-2014, 13:37   #3
128179

 
Varsayılan

Özü : DAVA, KAYYIMLIĞIN KALDIRILMASI VE İZALE-İ ŞUYU DAVASI SONUCUNDA SATILAN TAŞINMAZDAKİ HİSSE BEDELİNİN FAİZİ İLE BİRLİKTE TAHSİLİNE İLİŞKİNDİR. 1 OCAK 2002 TARİHİNDE YÜRÜRLÜĞE GİREN 4721 SAYILI TÜRK MEDENİ KANUNUNA GÖRE KAYYIMLIĞIN KALDIRILMASI DAVALARINDA GÖREVLİ MAHKEME SULH HUKUK MAHKEMESİDİR. GÖREVE İLİŞKİN KURALLAR KAMU DÜZENİNDENDİR. YENİ KANUNLA KABUL EDİLEN GÖREV KURALLARI GEÇMİŞE ETKİLİDİR. DAVANIN AÇILDIĞI TARİHTE GÖREVLİ OLAN MAHKEME YENİ KANUNLA GÖREVSİZ HALE GELMİŞSE GÖREVSİZLİK KARARI VERMESİ GEREKİR.


58557

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

KARAR : H. Ş. Vakfı'ndan icareli 2195 ada 18 parselde kayıtlı taşınmazın 8817/9400 hissesinin H. A. kızı S. adına kayıtlı olup bu hissenin Fatih 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.5.1997 gün 97/94-348 sayılı kararı ile mahlulen vakfı adına tesciline karar verildiği,
Ancak taşınmazla ilgili olarak Fatih 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 98/7 satış sayılı dosyası ile taşınmaz izale-i şuyu sonucu satılmış olup 8817/9400 Sıdıka hissesinin bedele dönüştüğü ileri sürülerek;
1- S. hissesi üzerindeki kayyımlığın kaldırılması,
2- Mezkur hisse mahlulen vakfına rücu ettiğinden izale-i şuyu sonu bedele dönüşen Sıdıka hissesi 6.578.735 TL. satış bedelinin kanuni faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi istenmiştir.
Öte yandan davaya kaunu edilen taşınmazın 8817/9400 hisse maliki H. A. kızı S.'ya 2. Sulh Hukuk Mahkemesinde görülen izale-i şuyu davasında kendisini temsil etmek üzere Fatih 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 27.11.1997 gün 97/933-1044 sayılı kararı ile İstanbul Defterdarının kayyım tayin olunduğu anlaşılmakta olup, kayyımlık kararı idari kayyımlık değil münhasıran o davaya ait temsil kayyımlığına ilişkindir.
Görüldüğü gibi istek, birlikte açılmış iki davayı içermektedir.
Birincisi kayyımlığın kaldırılması ikincisi ise izale-i şuyu davası sonucu satılan taşınmazdaki S. hissesine ait 6.578.735 TL.'nin kanuni faizi ile birlikte tahsiline ilişkindir.
1 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun eski Kanunu Medenisinin (743 SK.) 421. maddesini karşılayan 477. maddesi kayyımlığın, kayyımın atanmasını gerektiren sebebin ortadan kalkması veya kayyımın görevden alınması ile sona ereceğini belirtmiş, aynı yasanın 397/2. maddesinde vesayet makamının Sulh Hukuk Mahkemesi olduğunu hükme bağlamıştır.
O halde kayyımlığın kaldırılmasında görevli mahkeme vesayet makamı olan Sulh Hukuk Mahkemesidir.
Göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olduğundan görev konusunda taraflar için müktesep hak doğmaz (HGK 24.5.974 gün 974/5-133-342 sayılı kararı) ve bu halde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 7. maddesi hükmü uygulanmaz. Yeni kanunla kabul edilen görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan geçmişe de etkili olup eldeki davalara da uygulanır.
Davanın açıldığı tarihteki kurallara göre görevli olan mahkeme yeni kanunla görevsiz hale gelmiş ise mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerekir. Görev kurallarına aykırılık hükmün kesinleşmesine kadar gerek mahkeme gerekse Yargıtay tarafından kendiliğinden (resen) göz önünde tutulur.
Bedelin tahsili bölümündeki davada ise görevin değere göre belirleneceği açıktır. (HUMK. 8)
Bu hale göre mahkemece yapılacak iş, davaları tefrik etmek, kayyımlığın kaldırılması davası yönünden görevsizlik kararı vererek dosyayı Sulh Hukuk Mahkemesince göndermektir. (HUMK. 46 ve Hukuk ve Ticaret Mahkemeleri Yazı İşleri Yönetmeliği 48)
Öte yandan S.'nın iktisabına ait belgeler ve kayıtlar celbedilip S.'nın kimliği ortaya çıkarılmalı, mirasçısı olup olmadığının araştırılması gerektiği gibi son mirasçı Hazine olup davanın sonucu Hazinenin haklarına etkili olduğundan Hazine davaya dahil edilmeli ve 3561 Sayılı Kanunun 2. maddesi gereğince idari kayyım tayin edilmesi sağlanıp kayyım davaya dahil edilmeli, delilleri sorulup toplanmalı, deliller birlikte değerlendirilmelidir.
Bu yönler göz önünde tutulmadan eksik tahkikat ve yanlış niteleme sonucu verilen kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Temyiz edilen kararın gösterilen sebeple BOZULMASINA, oybirliğiyle karar verildi. 07.03.2002. ******