Mesajı Okuyun
Old 11-08-2014, 13:16   #3
hırs

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2001/9709

K. 2002/1424

T. 19.2.2002

• TAZMİNAT DAVASI ( Davacının Ortağı Olduğu Şirketten Olan Alacaklarını Talebi-Şirkete Borç Olarak Verdiği Paraların Talep Edilmesi )

• BORÇ PARA VERİLMESİ ( Şirkete Para Verilmesine İlişkin Şİrket Ortakları Arasında Düzenlenen Belgenin Davalı Şirketi Bağlamaması )

• ŞİRKETİN SORUMLULUĞU ( Şirkete Para Verilmesine İlişkin Şİrket Ortakları Arasında Düzenlenen Belgenin Davalı Şirketi Bağlamaması )

• YURTDIŞINDAN GÖNDERİLEN HAVALELER ( Davacının Gönderdiğini İddia Ettiği Havalelerin Zamanaşımına Uğraması )

818/m.126

ÖZET : Davacının dayandığı şirkete borç para verilmesine ilişkin davalı şirket ortakları arasında düzenlenen belge davalı şirketi bağlamaz. Yaptırılan bilirkişi incelemeleriyle uyuşmazlığın çözülemeyeceği anlaşılmıştır. Davacı alacağını yurt dışından gönderdiği havalelere dayandırmıştır. Davacının gönderdiğini iddia ettiği ( 110.000 )USDlik ile ( 50.000 )USD bedelli havaleler zamanaşımına uğramıştır. ( 17.200 )USDlik havalede ise ödünç olduğuna dair bir kayıt bulunmayıp, bunun ödünç olduğuna dair kanıt yükü davacıdadır.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada İstanbul Asliye 3. Ticaret Mahkemesince verilen 14.5.2001 tarih ve 1997/1236-2001/521 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi duruşmalı olarak davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 19.2.2002 günde davacı avukatı F. Özgür Öztürk ile davalı avukatı Necati Toker gelip, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraflar avukatları dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Harun Kara tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin %40 ortağı ve 1996 yılına kadar yönetim kurulu üyesi olduğunu, diğer büyük ortak Hüseyin Kalkavan ile şirkete verilen borçlar konusunda karşılıklı mutabakata ilişkin belge düzenlediklerini, buna göre müvekkilinin davalı şirketten ( 1988-1994 )yılları arası için ( 242.910 )USD alacaklı olduğunu, ayrıca müvekkilinin davalı şirkete değişik tarihlerde Zürihteki hesabından toplam ( 177.200 )USD havale gönderdiğini, ancak borç verilen bu paraların iade edilmediğini ileri sürerek, toplam ( 420.110 )USD.nin fiili ödeme günündeki TL. karşılığının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davacının şirkete verdiği ( 242.910 )USD.nin borç para olmayıp, ortakların ayaküstü yaptıkları centilmenlik mutabakatı sonucu her ortağın payı oranında şirketin acil ve zaruri ihtiyacını karşılamak için yaptıkları para takviyesi olduğunu, havale gönderilen paranın ise yurt dışında kalmış şirket alacaklarının şirket transferinden ibaret olup, davacının o tarihte şirkete borçlu olduğundan ödünç para vermesine olanak bulunmadığını, kaldı ki, bu alacağın zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre, davacının dayandığı şirkete borç para verilmesine ilişkin 6.12.1995 tarihli davalı şirket ortakları arasında düzenlenen belgenin davalı şirketi bağlamayacağı, yaptırılan bilirkişi incelemeleriyle uyuşmazlığın çözülemeyeceğinin anlaşıldığı, davacının alacağını yurt dışından gönderdiği havalelere dayandırdığı, davacının gönderdiğini iddia ettiği 30.6.1987 tarih ve ( 110.000 )USDlik ile 24.9.1990 tarih ve ( 50.000 )USD bedelli havalelerin BK.nun 126/4ncü maddesi uyarınca zamanaşımına uğradığı, 2.12.1994 tarih ve ( 17.200 )USDlik havalenin ise ödünç olduğuna dair bir kayıt bulunmadığı, bunun ödünç olduğuna dair kanıt yükünün davacıda olup, buna ilişkin yazılı bir kanıt ibraz etmediği ve karşı tarafa yemin teklif etmeyeceğini bildirdiği gerekçesiyle, kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davacının davalı şirkete borç verdiğini iddia ettiği ( 242.910 )USD yönünden denetime elverişli olan 2. bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi, davacının davalı şirkete borç verdiği dönemlere ait davalı şirket defterlerinin usulüne uygun olarak tutulmadığı ve bu kayıtlara göre de, davacı ortağın şirketteki cari hesabına göre borç-alacak karşılaştırması sonucu davacının alacaklı değil ve fakat borçlu göründüğü ve söz konusu kayıtların davacı ortağın sorumluluğunda tutulduğunun anlaşıldığı, ayrıca ( 117.200 )USD tutarındaki davacının davalıya gönderdiği havaleler yönünden ise, taraflar arasında ortaklık ilişkisi olduğuna, dava konusu borcun bu ilişki sebebiyle verildiği ve taraflar arasındaki söz konusu ilişkinin süregeldiği konusunda bir uyuşmazlık bulunmadığına göre, anılan havalelerin bir kısmı yönünden zamanaşımı nedeniyle davanın reddi doğru değil ise de, davalı şirket kayıtları ile havale belgelerinde söz konusu paranın borç olarak verildiğine dair bir açıklık bulunmadığı gibi, davalı tarafça da, bu husus kabul edilmemiş ve davacı vekilinin açıkça karşı tarafa yemin teklif etmeyeceklerini bildirmesi karşısında, kanıtlanamayan davanın reddinde bir usulsüzlük bulunmadığından davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, duruşma vekillik ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 1.720.000 lira temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 19.2.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.